Kira Toplama Merkezi AVM’ler ve TOKİ

Kabul, devir özel sektör devridir.
O zaman söyleyin bakalım,
Memlekette inşaatçıdan bol bir şey yok iken devlet inşaatçılık yapar mı?
“Genelde yapmaz” denir ama diyelim ki bazı durumlarda yapabilir.
Nedir o durumlar?
Fakir fukaraya, ufak esnafa, memura yani bir bakıma piyasaya gücü yetmeyene ucuz konut edindirmek için yapar.
Neden onlara ucuz konut yapar da hali vakti yerinde olanlara lüks konut, mağaza yapmaz?
Canım özel sektöre dayalı bir düzende, dünyanın her tarafında iş yapabilen inşaatçı esnafımız dururken devlet niye kendisi lüks konut işine girsin ki?
Parası olan adam gider beğendiği müteahhitle anlaşır, istediği konutu yaptırır.
Bu iş için piyasaya devletin girmesine ihtiyaç var mı?
“Biz tüm kurum ve kurallarıyla işleyen piyasa ekonomisinden yanayız. Devletin ilke olarak her türlü ekonomik faaliyetin dışında olması gerektiğini benimseriz.” der iktidar partisinin programında.
Hem işin içine devlet girince orası çiftlik olur, israf olur, suiistimal olur… dediğinizi de duyar gibiyim.
***
Tarih 2009, yer Münih, ünlü gayrimenkul fuarı “Real Expo”daki Türkiye standı.
1984 yılında dar gelirli aileler için konut üretmek amacıyla kurulan TOKİ’nin başkanının oradaki beyanatı ile ilgili haberden birkaç satır:

“Türkiye`de 360 binden fazla konutun inşasını devam ettiren, 81 il ve 523 ilçede şantiyesi olan Toplu Konut İdaresi(TOKİ) Fransa`nın başkenti Paris`te proje yapması için teklif aldı.
Başkan Bayraktar, Türkiye aranılan ve hesap edilen bir ülke oldu artık, TOKİ de çok güvenilir. O nedenle bize geldiler. Önce ufak ufak tanışmak, sonra Türkiye`ye komşu ülkeler ile Ortadoğu`da iş yapmak, bizimle partner olmak istiyorlar.
Artık yurt dışı beraberlikler lazım. TOKİ`nin de zamanı geldi. Buralara açılmamız lazım. Türkiye`de bizim kaynak akıttığımız kentsel dönüşüm gibi, artık tamamlanması gereken çok büyük bir sıkıntımız var. Fakat bu işler bizim rutin işimiz değil siyasi tercih meselesi.
Başbakan`a arz edeceğiz.
Böyle bir teklif var derim, ilgilenirse ilgilenirim.
TOKİ`nin sahibi Başbakan.
Ama bana sorarsanız ben gitmek isterim.
TOKİ`yi dünyaya tanıtır”

TOKİ başkanının bu eğilimleri acaba üstlendiği kamu görevine ve usulüne uygun mu?
***
TOKİ Başkanı Bayraktar, fuarın ikinci gününde düzenlenen “Alışveriş Merkezi Yatırımları ve Taşımacılık Modelleri-Türkiye” panelinde konuşmacı olan Körfez sermayeli Helios Properties Direktörlerinden John Clements`in İstanbul`daki arazi fiyatlarının çok yüksek ve getirinin düşük olduğunu söylemesi üzerine söz alarak `Bizde arazi var. Ucuz araziler, pahalı araziler... Siz gelin, biz ucuz arazi buluruz` diyor.
Bu günlerde ise TOKİ bilindiği gibi Mecidiyeköy-Şişli’deki Ali Sami Yen Stadı’nın arazisi üzerine İstanbul’un en yüksek binasını dahi yapabilirsiniz, yükseklik serbest diyerek ihaleye çıkaracağını söylüyor.

Acaba bu işlerde bir yanlışlık var mı?
“Büyük mağazaların ve AVM'lerin bu kadar kuralsız bir şekilde çoğalması ve yayılması esnaf ve sanatkârımızı bitirme noktasına getirmiştir.
Her yıl 700 bin gencine iş bulamayan devletimiz, 2 milyon esnafın iş yerini kapatması halinde acaba nerede ve hangi işte bu insanları barındıracaktır."
diyen Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken’e ve arkasındaki esnafımıza bu işlerin doğru yapıldığını kabul ettirebilmek acaba mümkün mü?

Yiğidi öldür ama hakkını da ver derler ya:
Cevabını yine AVM’cilere Almanya’da davet çıkaran TOKİ Başkanından alalım:
'Ama yanlış yapmıyor muyuz? Çok yanlış da yapıyoruz. Bilimsel kriterler, şehircilik kriterleri manasında, mimari tarzda çok yanlışlarımız, eksiklerimiz var' (19 Ekim 2009 /Milliyet)
Bu memlekette tabii ki yanlışa açık açık yanlış diyenler de var, yanlışı dava edip yargı kararına bağlatan da.
Bakın Sayın Başkan Münih’teki demecinde bu kez onlar için de ne demiş:

“Bazı yerlere 100 dava açıldı. Bu davacı derneklerin ve odaların niyeti aynı: Rüşvet.
Benim tespitim bu”

Bir şeyi daha sorgulayalım: Acaba şehrin caddelerinden, köşe başlarından ve sokaklardan koparılarak bu dev mağazalara kiracı olmak durumunda kalıp AVM’lerde mağaza veya dükkan işleten esnafımız bu işten memnun mudur?
Acaba bunlar gerçekten kazanmakta mıdır yoksa çoğu yabancı sermayeli olan mal sahiplerine “kira yetiştirmekle” mi meşguldürler. Kısacası önceden iyi kötü çarkını döndüren esnaf şimdi bu adeta “Kira Toplama Merkezleri”ne mi hizmet etmektedir.
Sorsalar acaba o esnaf derin bir iç geçirdikten sonra o “daha çok AVM” diyenlere hangi okkalı cevabı verecektir?
Peki onları bırakalım, şimdi siz ne diyorsunuz?
Doğru olan nedir?
Örneğin, yıkılacak stadın yerine “yüksekliği serbest” bina dikilip içine devasa bir AVM açılmalı mı?
Buna yanlıştır diyen ve sonunda dava açacak olanların niyetine, başkanın dediği gibi “rüşvet” denebilir mi? Yoksa bu bir yanlışı korumak için peşinen çamur atmak mıdır?

Sizce “Başbakanlığa bağlı” TOKİ, kendisine kanunlarla verilen kamu görevini yaparken Türkiye’nin irili ufaklı esnafına mı, yoksa biraz daha gelsinler diye yeni AVM’ci, ama bu günün uygulamasında “esnafın kira toplayıcısı” yabancılara mı yol göstermeli?
Son olarak, TOKİ’nin Ali Sami Yen Stadı yerini yeşil alan olarak düzenlemek yerine gökdelencilere ve AVM’cilere satmaya çalışması için “doğrudur” mu diyorsunuz?
Bir kamu kurumu ticari amaçla hareket edebilir mi?
Yok edemezse sizin de buna itirazınız olacak mı?
Hatta lafla itiraz değil
gerektiğinde altında “itiraz imzanız da ” olacak mı?