Ekonomistler dövizin artıp artmayacağını hep söyler de,
bu işten para kazanamazlar


Gazetelerin ekonomi yazarları;
Sonra TV’deki ekonomi yorumcuları örneğin…
Sorarsanız, hemen başlarlar anlatmaya; “Şu şöyle olduğundan, bu böyle geliştiğinden… falan “ diye.
Yorumlarına bakıp da döviz alıp satan çok yurttaş vardır şüphesiz ama, ortada da bir gerçek var:
Bu yorumları yapan o ekonomistlerden kendi anlattıklarını yapıp da bundan zengin olanını bilemiyorum.
(Gerçi, ne dediyse tam tersi çıkan ama bir yandan da giderek zenginleşen birini herkes tanıyor ama anlatmak istediğimiz konu başka bir şey olduğu için o tarafını hiç karıştırmayalım şimdilik).
Neden kazanamıyor ekonomistler?
Herkese dövizin ne olacağını söylerken kendileri bundan para kazanmayı “zul” addettiklerinden mi?
Yok canım, ne alakası var.
Peki, o zaman nasıl oluyor bu iş?
Kendi söylediklerine kendileri de mi inanamıyor? Yoksa, “biliyoruz” demelerine karşın pek fazla bir şey bilmiyorlar mı?

*

Sonra…
Eş dost sorar hep; “Ne dersin, şu elimdeki parayı dövize mi yatırayım yoksa vadelide mi kalsın?”
Döviz kuru ve piyasa konusunda fikir yürütenlerin en çok karşılaştıkları, ama en çok bocaladıkları bir durum da budur.
Futbol yorumcularını bilirsiniz. O takım şöyle, bu böyle diye iddialı idialı anlatıp sonunda lafı “Top yuvarlaktır” diye bağlarlar ki mahçup olmasınlar. İşte onlar gibi söyleyip, işin içinden sıyrıldın ne ala, sıyrılamadınsa yandın:
“Bence şöyle yap!” dedin ya çok sıkışınca:
“-Yahu sana inandık aldık, üzerinden iki saat geçmedi küt diye düştü…”
Ya da,
“Alma.. alma dedin almadık; bak o zaman bir alsaydık şimdi parayı koyacak yer bulamayacaktık”
Bu böyle gider…
İyi de neden böyle bu işler hakikaten?
“Çok bilenler” neden yanılırlar?

*

İşin açıklaması sanırım şu olmalı:
Döviz hareketlerini gösteren grafiklerden görmüşsünüzdür; döviz fiyatları aynen o grafiklerdeki gibi neredeyse dakikalar içinde bir inerler bir çıkarlar.
Hani testerenin dişleri gibi…
Bunu bir de denizin üstüne benzetebilirsiniz…
Deniz de karşıdan bakınca düz bir su olarak görünür ama, kıyısına gelip baktığınızda dalgalar bir iner bir çıkar…
Başınıza gelmiştir mutlaka; dalga gittiğinde deniz çekilir; kumların arasındaki şu istiridye kabuğunu alayım dersiniz, derken bir dalga gelir, su yükselir kaçamazsınız, ıslanırsınız.
Döviz de karşıdan bakıldığında “belli” bir fiyatta görünür başlangıçta; “Alayım” ya da “satayım da biraz kazanayım” dersiniz ama bilemezsiniz ki o dalgalı para denizindeki gel-gitlerin en uygun zamanı hangisidir?
Alırsınız fiyatı düşer,
Satarsınız yükseliverir.
Hele birinden duymuş, gazetelerden okumuş da gecikmeli olarak “şu döviz denizinden bir kova da ben doldurayım” demişseniz.
Bilin ki; siz bunu duyup-düşünüp- “haydi yapayım” diyene kadar o “derya”da çok şeyler değişmiştir.

Özetle:
Eğer kurdaki hareketleri ekrandan canlı canlı izleyemiyorsanız, hatta daha ekrana düşmeden, onu etkileyen haber ya da hareketleri falan bilemiyorsanız, sonuçta neyle karşılaşacağınızı da bilemez, özellikle kısa vadede kazancınızı garanti edemezsiniz.

*

Gelelim o iddialı yorumlara ve yorumculara…
Ekonomi aslında şüphesiz ciddi bir konudur.
Öyle lafla da ya da kitabın bir kısmını okuyarak ekonomist olunmaz.
Üzerine yıllarca eğitimi yapılır…
Bir ekonomi “hangi etkiye” nasıl bir tepki verir, ne üretilir, ne tüketilir, ekonominin çarkı nasıl döner… Bu konular çok araştırılmış, tartışılmış, çok tutarlı bilgiler birikmiş, yaşanarak test edilmiştir.
Ekonomistler bir ekonomideki genel gidişatı o eğitimden sonra öngörebilirer.
Ama, siz o ekonomiyi özellikle kısa vadeli para ve fiyat hareketleri olarak algılıyor ve işin sadece bu tarafıyla ilgileniyorsanız; doğrusu bu ya… biraz sonra ne olacağını bile kolay kolay tahmin edemezsiniz;
Çünkü o sizi ilgilendiren para ve fiyatlar oluşurken “hangi etkinin” daha doğrusu “hangi etkiler demetinin” ne zaman ve ne derecede ortaya çıkacağını bilmeniz pek mümkün değildir.
O etkiler, boy boy, yön yön, o kadar çok ve o kadar çeşitlidir ki…
Üstelik herhangi bir “ölçü” birimleri de yoktur.
Örnek mi?
-Diyelim ki küresel para okyanusunun şimdiki hakimleri “FED faizleri biraz arttırsın” dedi.
O “biraz”ın bir ölçüsü yoktur ama, Dünya’nın hemen her yerinde dolar kurları anında yükselir biliyor musunuz?
-Diyelim ki o başkan bu başkana meydan okudu, ama bilmem hangi ülkenin başkanı da şunun tarafını tuttu.
O anda dövizde bir hareketlenme olacağı bellidir de, bu piyasada kimin kimden yana çıkmasıyla kimin ne kadar panikleyeceğini bilemediğiniz, daha doğrusu bilseniz bile parasal olarak ölçemediğiniz için sonuçta dolar kurunun ne tarafa döneceğini tahmin edemezsiniz.
-Diyelim ki arap şeyhleri kendi aralarında kapıştı, bunlardan biri de bizim memleketi sağlam liman gördü…
-Diyelim ki bir gece Amerikan başkanı hiç olmayacak bir twit attı, bir başkası da onun altında kalmadı…
-Diyelim ki, bir yerde büyük bir petrol havzası keşfedildi, ya da bir banka battı…
-Diyelim ki Afrika’da iki kabile birbirine girdi de bazı ülkeler biz buna göz yumamayız dediler...
-Diyelim ki o gün enflasyon ya da beklenti anketleri yayınlandı da sonuç şöyle ya da böyle çıktı.
-Diyelim ki ünlü kredi değerlendirme kuruluşları bizim notu açıkladı da, bunun üzerine hükümet tepki gösterdi.
-Diyelim ki bir baş danışman, durumu şöyle görüyorum dedi de maliye bakanı yarım saat sonra tam tersini söyledi.
-Ya da biri bir gazeteye parasal konularda olmadık bir başlık attırdı, heyecan yarattı…
Bir büyük patron ortadan kayboldu örneğin…
Hatta hatta ünlü matematikçi Edward N. Lorenz'in “Kaos Teorisi”ne göre, Amazon Ormanları'ndaki bir kelebeğin kanat çırpması bile ABD'de fırtınalar kopmasına neden olabilir.
İşte bütün bunlar şu anda kaynayan dünyamızda ve bundan nasibini almakta olan ülkemizde her an binlerce benzeri olan olaylar.
Hangisi ne zaman olacak? Hangisi kime yarar? Olanlar kimi bozar? Olaylar ne zaman durulur? Olanlardan kim panikler, kimler bize bir şey olmaz der? bunları bilebilecek olan var mıdır bu alemde?
Yok!
İstediğin kadar ilmini yap; bunları bilemezsin…
Oysa yarın döviz kurunun ne olacağı sorusunun cevabı tam da bu karmaşık olaylara bağlıdır.
Ne dersiniz?
İner mi? Çıkar mı?
Ne zaman, ne kadar iner, ne kadar çıkar?
İşte bütün bu “durum”larda, olaylardan her birini tek başına ele aldığınızda ekonomide ne etkisi olabileceğini aşağı yukarı bilir ve söyleyebilirsiniz de…"Hepsi bir arada" olduğunda, ya da olabileceği ihtimali karşısında; "hepsinin" ortak etkisinin, bu olanlardan bizim piyasamızın, o piyasadaki dövizin ne kadar etkileneceğini pek bilemezsiniz.