|
İktidara talip olmak ve iktidara hazırlanmak
İktidar güzel
bir şey
Haydi diyelim ki kimsenin bu işin saltanatında gözü yok ama en azından bir
insanın yaşam boyu beslediği ideallerinin nihayet gerçekleşeceğini
düşündüğü, o eskilerin “vuslat” dediği türden bir kavuşmadır iktidar.
Siyasetin içinde olup da iktidara talip olmamak düşünülebilir mi?
Hani maça çıkıp da galip gelmeyi, gol atmayı düşünememek gibi.
Bir tek durumda aksi mazur görülebilir: Atacağından daha fazla gol yeme
korkusunu yaşarken bir süreliğine savunmaya çekilme durumunda..
Böyle bir tavır sürekli savunulabilir mi?
Hayır.
Bir olur, iki olur ama üç olamaz.
Oturur takımı ve oyun tarzını gözden geçirir, en azından kazanma ümidi
olacak duruma gelirsiniz.
Geldiniz, geldiniz ne maçlar süresizdir ne de sezon.
Olmazsa seyirciyle karşı karşıya geliverirsiniz.
***
Söylemesi tabii kolay da, iktidara hazırlanmak biraz incelikli bir iştir.
Cevabı aranacak ilk soru, “bu güne kadar neden yapamadık?” ise
İkincisi “şimdi kazanmak için yapılması gereken nedir?” dir.
Bu güne kadar neden yapamadık sorusunun cevabı kadroda da aranabilir oyunun
tarzında da.
Olur ya, takım kuvvetli ama oyun tarzı yanlıştır ya da bakarsınız oyun tarzı
doğru, kurulan takım yanlıştır.
“Şimdi nasıl kazanabiliriz” in cevabını bulmak için yapılacak olan ise
öncelikle oyun tarzını gözden geçirmek, bunda bir sonuca ulaştıktan sonra
yeni oyuna uygun kadroları takıma almak.
Bu genel çerçeveyi çizdikten sonra herkesi şimdiki durum hakkında kendi
değerlendirmeleriyle baş başa bırakmak herhalde en doğrusu.
***
Yeni oyun tarzlarından birisi de hiç şüphesiz “gölge kabine”.
Madem futboldan örnek vererek başladık, yine öyle devam edelim:
Gölge kabine, aşağı yukarı futboldaki adam adama markaj gibi bir şey.
Başbakan başta olmak üzere tüm bakanların adeta gölge gibi izlenmesi,
Böylece, izlenen hükümet üyelerinin “doğru-yanlış”, yaptığı her şeyin
bilinmesi,
Muhalefet edilecekse malzeme toplanması, iktidara hazırlanırken
yaptıklarından ders çıkarılabilmesi.
Bu çok iyi bir yöntem mi?
İşte burası tartışılabilir.
Bizim anlayışımıza göre, eğer sorun sadece “onlar gitsin biz gelelim” ise
sadece siyasi partilerin iktidarı ele geçirme meselesi ise, gölge kabine
yani adam adama markaj kadar isabetli bir yöntem olamaz.
“Gör bakalım, el mi yaman bey mi yaman” der, yarışacağınız adamların
karşısına –varsa- öyle adamlar çıkarırsınız ki, herkes “aşk olsun” der.
Peki, bu tarz belki sizi partiler yarışında kazandırabilir ama halkın
beklentileri açısından doğru sonuç verir mi?
Adam adama markaj, takımı acaba oyunun sadece “karşı tarafın seçtiği tarzda
oynanması” açmazına düşürmez mi?
Seyirciniz yani halk sizi düzen değiştirecek, fark yaratacak bir iktidar
yapmak istemişse, üstlenilen görev sadece o oynanan oyunu bozmak mıdır yoksa
yeni bir oyun düzeni kurup karşı takımı kendi tarzınızdaki oyunla açmaza
düşürmek, sonra da sonuca ulaşmak mı?
***
Bir yanda işsizlik ve yoksulluk, diğer yanda “bal tutan parmağını yalar”
misali küresel sermaye destekli, yolsuzluk sosuna bulanmış “talan düzeni”
varsa, yapılacak olan şey gölge bakanlık modeliyle mevcut oyunu izlemek, biz
daha iyisini nasıl yaparız demek değil doğrudan yeni modeli inşa etmeye
başlamak değil midir?
Bu başlangıçta, önce yeni modeli ortaya koyarsınız, sonra da doğal olarak o
modeli uygulayabilecek oyuncuları görevlendirirsiniz.
Bir an gelmiş ve halk partinin bile önüne geçercesine olan bitene tepki
göstermişse, değişim isteyen rüzgâr partiden halka estiğinden daha da
kuvvetlice halktan partiye doğru esiyorsa artık yapılacak olan, doğrudan
halkın beklentisi olan modeli hayata geçirmektir.
***
Siyasi modellerin hepsinin altyapısında ekonomi vardır, bu bir gelir
paylaşımı olayıdır.
Siyaset ise sadece, ekonomide pek de göstermeden yaşanan gerçek olayın
pazarlamasıdır.
İşte işsizliğin ve yoksulluğun olduğu yerde de “halkın ekonomik
beklentilerine cevap verecek olan modelin adı”, hiç tartışmasız sosyal
demokrasidir.
Dünya ekonomi ve siyaset tarihi yüz yıllar içinde, bu modelde kimin hangi
tarafta rol aldığını, kimlerin rol almasının beklenmediğini açıkça
belirlemiştir. Dolayısıyla şimdiden hazırlanılan ve ciddiyetle uygulanması
beklenen bir modelde de kimin, hangi kurumun hangi mevkide yer alacağının
daha şimdiden hesaba katılması, onların da önlerindeki iktidar günleri için
ısınmaya başlaması gerekecektir.
Bunlar belirlendiği an zaten gölgelere de gerek kalmaz.
Daha başında işin asıl sahipleri sahaya çıkmış olurlar.
|
|