|
Dolar kuru ya da
“iki yiğit çıktı meydane ikisi de birbirinden merdane”
Yazıya başlarken kurları izlediğim ekrana son
bir kere daha göz attığımda
Dolar 3.40 dolaylarındaydı.
İlk satırımda bu seviyede iken son satıra geldiğimde kaç olacağını
bilemiyorum ama, “alt tarafı bir rakam” değil mi? “son duruma göre”
değiştiririm diye düşündüm.
-Değişir mi bir yazıya başlayıp bitirene kadar?
-Değişir değişir….
Hatta daha “ilginç” bir şey söyleyeyim mi; Bu “kur” denen şeyin kaç
olduğu, yazıyı her okuyanın okuduğu zamana göre bile değişik olacaktır.
Hatta hatta, “dur şu yazıyı bir kere daha okuyayım bakayım” dediğinizde,
o ilk okuduğunuzdan bile farklı görünecektir kurlar.
Kimileri soruyor:
- “Daha ne kadar yükselebilir ki?”
Ekonomide yapılabilecek yanlışlıkların tavanı yoksa kurun da tavanı
olamaz şüphesiz.
Dolayısıyla, “Yükseliş”in altındaki nedenlere bakmadan ve yapılacak
tahmini” bu nedenlere bağlamadan bir şey söylemek, hele hele rakam
vermek hiç doğru değil.
İlle de söylemek gerekecekse “durum karışık, ucu açık” demek yeter.
*
Malum, “Kur” denen “değişim oranı”; iki ayrı ülke para biriminin
“birbirine karşı durumu”dur.
Yani birini verince diğerinden kaç tane alınabileceği meselesi.
O “durumlar” da zaman içinde aşağı-yukarı değişirler.
Üstelik, bunların “durumları” birbirlerine karşı değiştiği gibi kendi
başlarına da bir aşağı bir yukarı değişim gösterirler.
-Ne demek o?
Konuya yabancı olanlar için -çok basit kaçacak ama- kolay anlaşılır bir
örnek verelim:
Bir apartmanda oturan iki adamı düşünelim:
Birincisi beşinci diğeri sekizinci kattaysa aralarında üç kat farkı
vardır.
Birinci adam yerinde dururken ikinci adam bir üst kata çıkarsa aradaki
“fark”ın dörde çıktığı gibi, İkinci adam yerinde dururken birinci adamın
bir alt kata inmesi de aradaki farkı dörde çıkarmaz mı?
Döviz kurlarının değişmesinde de aynı mantık geçerlidir.
Yani her iki ekonomideki birbirinden bağımsız aşağıya-yukarıya
hareketler aradaki “kur”farkını yaratır.
Ama bu farkın “nedeni”ni kendi ülkemizde değil de hep karşı ülkede
aramayı uygun bulanlar “yükselişleri” yani “TL’nin değer kaybını” sadece
Amerika’daki FED yani Amerikan Merkez Bankası’nın açıklamalarına,
oralardaki işsizlik oranlarına falan bağlarlar işlerine öyle geldiği
için.
Dikkat edin; bizdeki işsizlik artışının, alınan yanlış ekonomik
kararların, beklenti anketlerinin, borçlanmaların ekonomimize ve
dolayısıyla TL’nin itibarı üzerine bir etkisi olduğu muhakkaktır da, kur
yükselmeleri hep Amerikan ekonomisindeki dalgalanmalarla açıklanmaya
çalışılır.
İşsizlik Amerika’da artarsa dolar düşer ama bizde artarsa TL değeri
düşmezmiş(!) mesela…
Bu bakış ya da açıklama yanlışlığı kabul edilince, o zaman “kur”daki
hareketlerin her iki para açısından ayrı ayrı ele alınması gerekir
diyebiliriz.
Dolayısıyla, para değerini değiştiren “belirsizliklerin” de…
Şimdiki duruma bakıldığında bu “belirsizlikler” hem doların sahibi
Amerika’da vardır; hem de TL’nin sahibi Türkiye’de ve her ikisinde de
neredeyse had safhada; “Tencere dibin kara, seninki benden kara”
dedirtircesine.
Hani yağlı güreşlerde “cazgır” hem pehlivanları hem seyirciyi
kızıştırmak için avazı çıktığı kadar bağırarak bir “mâni” okur ya: “İki
yiğit çıktı meydaaaneeee, ikisi de bir birinden merdaaanneee…”
Durum aynen bu.
*
Kurdaki “Yükselişe” neden olan olaylar öyle rakamlarla ölçülebilecek
cinsten değil dedik ya her iki ülkede de.
Açıklayalım onu da:
Birincisi Amerika’daki gelişmeler.
Yerleşik düzenlerine bir ters çıkış yapan Trump’ın seçim kampanyasında
söylediklerini ne kadar gerçekleştireceği, o öz güveni yüksek "inşaatçı"
tavrıyla yönetime geçince bu işlerde ne kadar “ben yaptım oldu”
diyebileceğinin bir ölçüsü var mı?
Yok.
Seçim meydanlarında söylediklerine bakılırsa;
-Doları kendi vatanına çekeceğim,
-Amerika’nın ekonomik büyüme hızını iki katına çıkaracağım,
-Vergileri azaltacağım,
-Göçmenleri kovalayacağım,
-Nato’nun yükünü biz çekemeyiz,
-Avrupa ve Asya’daki askeri birlikleri geri çağıracağız.
…..
Yapar mı bunları, ya da yaptırırlar mı?
Orasını bilemeyiz ama Amerikan ekonomisinde taşların yerlerinde
oynamakta olduğu belli. Dolayısıyla Amerikan parası olan doların eski
yerinde duramayacağı da.
-Peki nerede durur?
-Trump'ın nerede duracağı ya da durdurulacağı belli mi ki buna bağlı
hareket eden doların ne olacağı kestirilebilsin?
*
Gelelim bizim tarafa:
-Eyy Amerika, Eyyy Avrupa Birliği…
-Irak, Suriye cephesinde savaş, güneydoğuda “Operasyonlar”
-Devleti yeniden yapılandıralım, başkanlık yapalım hazırlıkları,
-“Şanghay’a girsek ne olur” sesli düşünceleri,
……..
Tepemizde kopan bu gibi fırtınaların hepsini tek tek saymaya gerek yok,
milletçe yakından izliyoruz...
Belli ki Amerika’da FED başkanının bir sohbette ağzından kaçırdığı
ufacık bir lafla dolar Dünya’da “kuyruğuna basılmışçasına” bütün para
piyasalarını, hatta sermayeyi hareketlendiriyorsa, yani siyaset paranın
değerini bu kadar etkiliyorsa, Allahın emri; bizdeki bunca fırtına da
her halde bizim paranın değerini bir ölçüde etkileyecek;
Ama o kadar, ama bu kadar.
Ölçüsü, şimdiden pek kestirilemeyen bazı olayların gelişimine bağlı.
Cazgırın patlattığı nârada olduğu gibi:
“İki yiğit çıktı meydaaaneee, ikisi de birbirinden merdaaaanneeeee!”
Hadi bakalım, şimdi kimin nerede duracağını bilen varsa bir doların kaç
TL edeceğini, bu işin nerelerde duracağını da o söylesin
söyleyebiliyorsa.
|
|