|
Bir ekonomi sınavına ne kadar hazırız,
haydi bilgilerimizi ölçelim bakalım
Kimilerimiz “ben bu ekonomi işinden hiç
anlamam” falan dese de, Türkiye ekonomisinin önünde hepimizi
ilgilendiren bir büyük sınav var.
Beceremezsek batacağız, becerebilirsek çıkacağız milletçe.
Dolayısıyla hepimiz bu işin nasıl olacağını -ya da nasıl olamayacağını-
düşünmek ve tartışmak zorundayız.
“Benim tuzum kuru, yaş olanlar düşünsün” diyebilir miyiz?
Diyemeyiz…
“Oldum olası yaş” olanın durumu o kadar değişmeyecek olsa da, iyi kötü
“kuru” olanın kaybedeceği çok şey olabilir.
O zaman gelin bu konulara ne kadar hazırlıklı ya da hazırlıksız
olduğumuzu görmek için şu aşağıdaki 20 soruyla küçük bir deneme yapalım.
Defter, kitap, yanındaki ile tartışmak serbest.
Sonucu sadece vereceğiniz yanıtlar belirleyecek.
Soruları “doğrudur” ya da “yanlıştır” diye yanıtlayacaksınız.
Değerlendirme kolaylığı açısından, bir yandan da kaç tanesine “doğrudur”
dediğinizi aklınızda tutun.
*
Sorular:
1.İnsanların kazancı artmıyor, kredi kartı taksitlerini ödeyemiyorlarsa,
onları rahatlatmak için kredi kartı taksitlerini arttırmak akıllıca bir
yöntemdir.
2.Ülkede tasarruf oranı giderek azalıyor, sınai yatırımlar için sermaye
sıkıntısı çekiliyorsa ekonomide bunu aşmanın yolu; halkı, ellerindeki
birikimlerini peşinat yapıp üzerine biraz da bankalardan borçlanmakla
konut almaya, parayı inşaata yatırmalarına teşvik etmek gerekir.
3.İşsizlik had safhada, işveren sıkıntıda, iş yerleri kapanırken
hasbelkader iş bulmuş olanların ücretlerinin arttırılmasını öngörmek
ülkedeki istihdamı ve refahı arttırmanın en doğru yoludur.
4. Bir ülkenin ihracatını arttırmasının bir yolu da, yerli paranın(TL)
değerini yüksek, döviz fiyatlarını düşük tutmaktır.
5.Memleketteki gıda üretimi yetersiz kalıyorsa, bunu çözmenin yolu bu
yetersizliği ithalatla gidermektir.
6.Bütçeden tek kuruş harcamadan ülkeye büyük yatırımlar kazandırmak;
yolları, köprüleri, barajları özel sektöre yaptırıp “yap-işlet” gerisini
19-49 yıl sonra düşünürüz demek halkın bu ekonomik yatırımlardan dolayı
yükünü azaltır.
7.Dış borçları çevirmede zorlanan bir ülke, piyasadaki faiz oranı
üzerine baskı kurup onu ne kadar düşürürse, ülke o kadar çok ve o kadar
ucuza borçlanma fırsatı yakalar.
8.Bir ülkede kara yollarına ne kadar yatırım yapar, otobanları ne kadar
artırırsanız otomobiller o kadar hızla yol alır ve kilometre başına
yakıt masrafını düşürür ki; bu da ithal petrole ödeyeceğiniz dövizi
önemli ölçüde azaltır.
9.Ülkede kişi başına düşen milli geliri arttırmanın, yoksulluk oranını
düşürmenin yolu, fakir fukaraya mümkün olduğu kadar çok gıda, kömür,
para yardımı yapmaktır.
10.İstanbul’un trafik sorununu çözmenin yolu, bu göçü tersine çevirmeye
gayret etmek değil; şehre olan göç ve yapılaşma ne kadar artıyorsa, aynı
oranda; boğazın üzerine köprü, altına tünel yapmaktır.
11.Katma Değer Vergisi, ÖTV gibi mal ve hizmet üzerinden alınan vergiler
ne kadar yaygınlaştırılırsa o kadar adalet sağlanır, çünkü ticari
kazanç, servetler gizlenip kaçırılabilse de bu vergilerden kaçmak o
kadar kolay değildir.
12.Ücretlerden alınan vergiler ücretlilerin vergileridir. Ödeyen
onlardır. Bu vergilerin işverene bir yükü olmadığı gibi onun işçilik
giderlerini ve dolayısıyla üretim maliyetlerini etkilemez.
13.Ülkedeki yoksulluk sınırı 4500 lira iken 1600 lira aylık ücret elde
edenin vergilendirilmesi asla yanlış değildir. Anayasa herkesin mali
gücüne göre vergi vermesini emrettiğine göre, asgari düzeyde de olsa,
her kazanç sahibini mutlaka vergilendirilmesi adaletli bir uygulamadır.
14.Zorunlu sağlık sigortası, ülkedeki herkesin sağlığının güvence altına
alınabilmesi açısından yararlı bir uygulamadır. Kişisel gelirinin asgari
ücretin üçte birini aştığı “hesabedilen” herkes, bu rakam açlık
sınırının altında olsa bile primini ödeyip bu sosyal devlet
uygulamasından yararlanmalıdır.
15. Son üç ay içinde herhangi bir biçimde iş arama kanallarına
başvurmamış olanlar ülkedeki işsiz sayısı hesabında “işsiz” sayılmazlar.
Çünkü işsiz demek, son üç ayda en az bir kere iş arama kanallarını
kullandığı halde iş bulamamış kişi demektir.
16.Bir ekonomide işe almada kadınlara ne kadar “öncelik” verilirse, yani
bir yere erkek alınacak iken yerine kadın alınsa, o ekonomide istihdam
hacmi o kadar artar.
17.Ülkedeki Suriyeli göçmenlere istihdam imkânı verilirse ekonomimizin
yükü azalır.
18.Türkiye en pahalı benzini tüketmektedir. Benzin fiyatı içindeki
vergiler önemli ölçüde örneğin yarıya düşürülürse insanlar daha mutlu
olurlar. Çünkü ucuz benzin araç kullanmayı ucuzlatır, özel araç
sahiplerine trafiğe daha ucuza ve daha çok çıkma şansı verir.
19.Bayram tatillerini arttırır, yabancının gelmediği otellere kendi
halkımızı doldurursak turizmde yaşanan önemli kaybımız ortadan kalkar.
20.Bir ülke ekonomisi tüketimini arttırma yoluyla “büyüyorsa” o büyüme
oranında “kalkınmış sayılır”.
Türkiye son yılda yüzde 4,5 büyüdüğünde, iktisaden yüzde 4,5 oranında
“kalkınmış” sayılır.
*
Sorular bu kadar.
“Peki, sonuç nedir?” derseniz:
“Cevapsız” bıraktıklarınızla “doğrudur” dediklerinizin toplam sayısını
(20)’den çıkarın, kalan rakamı ikiye bölün.
-Sonuca itiraz her zaman mümkün ama- çıkan sayı; tam not 10 kabul
edildiğinde aldığınız ekonomi notudur.
|
|