|
Ne nikah bağlar bizi, ne mahkeme
ayırır
Bilirsiniz;
Şarkılar bazen “tornistan” edilip de söylenir…
Yani müziği aynıdır ama sözleri belirli bir maksatla değiştirilerek…
Örneğin maçlarda, tribünde
Örneğin siyasi hiciv yaparken…
Epeyce de eğlenceli olurlar.
Belki hatırlayacaksınız, bunun örneklerini Gezi Parkı direnişinde bol
bol görmüş, dinlemiştik,
Yazıya konu ettiğim şu şarkı ise, “aslının aynı” ama, ne yalan
söyleyeyim, sanki bu günün koşullarını anlatmak için tornistan edilmiş
kadar "cuk" oturmuş.
“Ben insan değil miyim” şarkısının güftesinin de sahibi olan Mehmet Sait
Ergenç (1931-2008), bu günlerden çok eskilerde, çok seneler önce yazmış.
Bakın nasıl sözleri:
“Ne nikah bağlar bizi
Ne mahkeme ayırır
Düşmanların şerrinden
Bizi mevlâm kayırır”
Nasıl?
Şimdi müziğini veremesem de sözleriyle gözünüzün önüne getiriverdi mi
memleketin “manzara-i umumiyye”sini?
Hemen gelmediyse bir ülke düşünün bakalım; yöneticileri kendilerini
işbaşına getiren hukuk kurallarını da, onların “omurgası” olan
Ana-yasayı da ciddiye almasın, kendilerini onunla bağlı saymasınlar,
“anayasa ne derse desin” kahramanlığında bulunsunlar ve ülkenin hukuk
düzeninin korunmasından sorumlu mahkemeleri de bu duruma ses çıkarmasın
ya da çıkaramasınlar…
Yani “yöneten”leri ne bağlayan bir şey olsun, ne “sen ne yapıyorsun?”
diyen.
Peki, bu arada halkın yarısı “ne yaparsan yap sizinle gurur duyuyoruz”
derken diğer yarısı karşı çıkıyor, “yanlıştır” diyorsa ve o karşı
çıkanların, o yanlış diyenlerin söyledikleri, “eleştiri” değil de
“düşmanlık” “hainlik” olarak görülüyorsa?
Ve bir noktadan sonra bu işler neredeyse “Mevla”nın takdirine kalmışsa,
ne dersiniz?
“Ne nikah bağlar bizi
Ne mahkeme ayırır
Düşmanların şerrinden
Bizi mevlâm kayırır”
Tam da bu durumun şarkısı değil mi?
*
Söylemeye devam edelim o zaman:
“Nikâhsız diyorlar desinler
Günahtır diyorlar desinler
Adam sende, ne derlerse desinler
Günah bizim sevap bizim
Varsın çatlasın eller”
Yapılanların ne hukuka uyduğu, ne inançlara sığdığı ortadaysa, haydi
hukuku bıraktık bir kenara, “”yahu günahtır be kardeşim” dendiğinde bile
“adam sende” deniyor, günahını sevabını kendilerine göre yorumluyorlarsa
ve her şey ortada iken bile “yapmışsa da bir bildiği vardır” deniyorsa,
“Yapma” diyene “biz yaparız, siz sadece konuşursunuz” “çatlayın”
deniyorsa…
Şarkının burası da sanki yine bu tablo için yazılmışçasına uymuyor mu?
*
Şaka bir yana durum gerçekten “vahim”.
Hani son demlerini yaşayan hastaya doktorun “Ne yersen ye” dediği
aşamaya gelmiş gibiysek, ama “bu saatten sonra” hasta da işin farkında
olduğundan ipin ucunu iyiden iyiye bırakmış, frenler boşalmış, kuralı
kalmamış, her şey “baştankara” gidiyorsa…
“Güfte”nin üçüncü kıtası da bu duruma denk gelmiyor mu?
“Ne ağlasınlar bize
Ne de hiç gülmesinler
Ayıplayanlar bizi
Nikaha gelmesinler”
*
Doğru; ayıplayanlar "nikah"a falan gelmesin...
Çağıran da olmaz zaten.
Hani “güldüğüme bakmayın, öfkemden gülüyorum” dediğimiz anlar vardır ya;
aynen öyle durum: İşi şarkıya vurduğuma bakmayın, sırf öfkemden…
Düşünsenize:
-On milyon işsiziniz aç, bir kırk milyon da fakirlik sınırı altındaki
yarı açları ekle; bu ülkede elli milyon yurttaş “midesinden” düşünmek
zorunda bırakılmışsa,
-Üzerine orta doğudan dört milyon kişiyi bağrımıza basmış, her türlü
sıkıntısını üstlenmişsek,
-Bu çarkın kendi çıkarlarına işlediği bir kesim “adam sende, ne derlerse
desinler” deyip "aykırı sayılacak" her şeyi “göstere göstere” yapıyor ve
bu gidişattan hiçbir rahatsızlık duymuyorsa,
-Say bakalım dendiğinde; ülkenin düşmanlarını saymak dostlarını
saymaktan daha kolay hale gelmişse,
-Geçen her gün; bu ülkenin tarımını, hayvancılığını, üretimini,
turizmini, sanayiini yani milli ekonomisini biraz daha eritip bir daha
iflah olmaz noktalara getiriyorsa
-Bu ülkenin gençliği geleceğe değil geçmişe özendirilerek ona
yönlendiriliyorsa, insanlar “ortaçağ”daşlığa eğitiliyorsa,
-Ülkenin bütün zenginlikleri ona buna “ikram” ediliyorsa,
Ve nihayet, siyaset bu gidişata bir çözüm getirmekten çok uzak
görülüyorsa,
“Bir"ey olarak hırstan, öfkeden patlamamak için zaman zaman işi böylesi
şarkılara vurmaktan başka çare var mı?
İnsanoğlu bunlara bir biçimde tepki duymaz mı?
O şarkıyı yazan, ardından “ben insan değil miyim”i acaba yine bu günkü
halleri öngörerek mi yazmıştı?
Ne dersiniz?
|
|