Ekonomi sokağının karşı kaldırımında durum nedir?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 2010 Nisanında esnafa yönelik “Değişim, Dönüşüm, Destek Eylem Planı”nı açıklıyor ve diyor ki:
“Esnafın ödediği kredi faizi 40'lardan yüzde 6'lara düştü.
Bankalardan verilen kredi miktarı arttı.
Merkez Bankası'ndaki negatif kayıtları sildik.
KOSGEB ile kredi kanalları açtık.
İmalatçı esnaf sanatkâr kredisini uygulayarak 5100 kişiye kredi verdik.
Toplam 2,5 milyarlık kredi hacmi oluşturduk…
Biz ekonomimizi sokaktan takip ediyoruz.
Türkiye'nin son 7,5 yıllık gelişimine bakıldığında ciddi bir değişim yaşadığı görülüyor. Tüketim miktarlarına bakıldığında geldiğimiz yer anlaşılıyor.”
Aman ne güzel, demek ki esnafımız artık öyle eskisi gibi yıllık yüzde 40’larla falan kredi almıyor, aldığı kredi faizi yüzde 6’lara düştü diyeceksiniz değil mi?
Kendileri ekonomiyi öyle masanın arkasından değil de “sokaktan” takip ettikleri için son 7,5 yılda sağlanan ciddi gelişimi görüyorlarmış.
***
Gerçi şimdi kredi kartı pazarlama derdiyle bazı bankalar da “sokağa” iniyor ve hatta hizmeti kaldırıma kadar indiriyor ama bakın o sokağın “karşı kaldırım”ında neler oluyor:
Sayın Başbakan’ın bu açıklamasıyla hemen hemen aynı dönemde, Mart 2010’da Banka ve Kambiyo Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı “2009 Yılı İkrazatçılar Faaliyet Raporu” yayınlandı.
“İkrazatçılık” malum, yasadaki tanımına göre “devamlı ve mutad meslek halinde, faiz veya her ne ad altında olursa olsun bir ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiyle, ödünç para verme işleriyle uğraşan veya ödünç para verme işlerine aracılık eden ve bu amaçla kendilerine faaliyet izni verilen gerçek kişiler”dir.
Yine mevzuattaki tanıma göre, bunlar gelip ilgili mercilerden izin alır ve bu işi resmi olarak yaparlarsa ne ala, yapmazlarsa kendilerine Türk Ticaret Kanunu’nun 241. Maddesinde yazılı olduğu gibi “tefeci” adı verilir.
Öyle ya da böyle, adı ikrazatçı da olsa, tefeci de olsa yapılan iş aynıdır ve bir bakımdan, üzerinde bankaların da bulunduğu “piyasa sokağı”nın karşı kaldırımda yapılanıdır. İkrazatçı ya da tefecinin müşterisi de bankaların müşterisi ile aynıdır yani bu memleketin esnafı, sanayicisidir.
Hazine Kontrolörleri tarafından yapılan incelemeleri özetleyen “İkrazatçılık 2009 Raporu”nda deniyor ki:
Mevcut ikrazatçıların 2/3 nin İstanbul’da faaliyet göstermektedir.
Bir önceki yıla göre işlem sayısında %20 düşüş, ancak işlem hacminde %10 artış vardır.
2009 yılı ödünç para verme işlemlerinde uygulanan aylık %7,9 faiz oranı bir önceki yılın %3,1 lik oranın iki katından, bankaların nakit kredisi için uyguladıkları aylık ortalama faiz oranının ise 6 katından fazladır. Bu durum, 2009 yılında ödünç para verme riskinin bu piyasa için oldukça yüksek olmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca sektör temsilcilerince, yapılan ödünç işlemlerinin geçmiş yıllardaki gibi çoğunlukla çek-senet kırma işlemleri olmayıp doğrudan kredi niteliğinde olduğu ifade edilmektedir. Sektörün karlılık oranında artış vardır.
Ne dersiniz?
Sizce ekonomi gerçekten sokaktan takip edildiğinde, Sayın Başbakan’ın yürüdüğü kaldırımda değil ama karşı kaldırımda hayat oldukça farklı değil mi?