Baş danışmanlık baş kılavuzluksa eğer


Bizde “Kılavuzu kargadan olanın burnu b.tan çıkmaz derler ya…
Bu biraz kaba da kaçsa ne kadar doğru laftır bilirsiniz.
Öyle ya,
Bir insanın, bir topluluğun “önden gideni”dir kılavuz..
Kılavuz doğru yoldaysa doğru yola gidersiniz. Kılavuz uçuruma götürüyorsa, siz de doooğru uçuruma…
Var mı bu mantıkta bir yanlış?
Yoktur.
Olsaydı, atalar bu işi dilimize bu kadar dolamazlardı.
*
Kılavuzu kim seçer?
Tabii ki “Bana bu işlerde bir kılavuz lazım diyen, bir işi kendi başına yapamayanlar…
Kim mesela?
Örneğin halk, örneğin bir parti, ya da bir partinin lideri.
Parlamanter sistemde, doğrudan demokrasiye yani halkın bütün kararları doğrudan vermesine imkan vermediği için “temsilci”ler eliyle yapılır bu işler.
Bu açıdan milletvekilleri halkın hem vekili hem kılavuzudur.
Bulundukları seçim bölgesine göre 30-40 bin kişiden 200 bin kişiye bir milletvekili hesabıyla “halk” dört yıllığına kılavuzlarını seçer ve “Sayın vekilim” deyip bir dönem arkasından giderler.
Nereye mi?
Kılavuzları nereye giderse onlar da oraya.
Halkın zaman zaman çıkıp “bu memleket nereye gidiyor?” diye endişelenmesi aslında demokrasi içinde ciddi bir çelişkidir. Yahu kardeşim, sen hem kılavuzunu kendin seçiyorsun, hem niye “beni nereye götürüyorlar?” diye sual edip feryad figansın ki?
Kimde kabahat?
“Ama önüme onu koyuyorlar”
İyi de sen her önüne konanı yemek zorunda mısın?
Tabii ki bu “düzen”de birileri “Yersen” diye önüne koyacaklar.
Yemeyeceksin…
Ama sen hem yiyorsun hem bağırıyorsun.
Hani acemisindir, ormandan bilir bilmez mantar toplarsın da yediğinde zehirlenir “yandım anam, yok mu beni kurtaracak” diye bağırırsın ya, aynen öyle…
Bak onu anlarım
Ama bu iş öyle olmamalı artık, sen bu gördüklerini belki de defalarca görmedin mi?
Sonra niye her seferinde yiyor yiyor hem bağırıyorsun?
Hani gözümü kapadılar falan diyebilsen neyse; gözün de açık…
Bak komşunda biri çıkıp “bu işler harbiden böyle olacak” dediğinde nasıl da anında görüyor, beğeniyor ve “ah şu delikanlıdan bir de bizde olsa” diyorsun?
Bunu diyen o aklın aynı akıl, gören gözün aynı göz değil mi?
Söylesene “kim tutuyor seni?”
*
Bu kılavuzluk işi kademe kademe tabii…
Milletin eliyle seçtiği kılavuzuna “milletin vekili” anlamında “milletvekili” demişler malum.
Yani millet için, millet adına, millet için…
Ama bir bakıyorsun ki onlar da kendi kılavuzlarından sıkıntılı.
Genellikle kapı arkasında::
“Efendim, başımızdaki de bizi bir türlü iktidara götüremiyor ki, ah bir değiştirebilsek…
E kardeşim, sizin milletten aldığınız o vekaleti götürüp eline verdiğiniz, arkanızdayız dediğiniz kendi kılavuzunuz, baş milletvekilinizden şikayete hakkınız var mı?
Madem beğenmiyor, bu bizi bir yere götüremez diyorsunuz; o zaman niye sorgusuz sualsiz arkasından gidiyorsunuz ki?
Bu durum hem aldığınız vekalete, hem verdiğiniz vekalete aykırı bir işleyiş değil mi?
Madem kılavuzunu beğenmiyorsun, o zaman neden hem peşinden gidiyor hem halinden şikayet ediyorsun?
"Ben de senin kılavuzunu beğenmiyorum, değiştir" diyeceksin.
Demezsen kabahat kimde bu durumda?
*
Kılavuzluğun en tepe noktası herhalde siyasi parti liderlerine kılavuzluk etmek olmalı…
Öyle ya; bu gün parti lideri, yarın başbakan.
Bilirsiniz, partilerde “kılavuz”un adı danışmandır.
Baş danışman da “Baş kılavuz”…
Seçim işleri nasıl mı olacak? Seçim işleri baş danışmanına bakacaksın.
Ekonomi nereye mi gidecek? Ekonomik işler baş danışmanına bakacaksın.
Kılavuzluk gerçekten dünyanın en etkili, en belirleyici, en keyifli mesleklerinden biri olmalı.
Hele de baş kılavuzluk, yani baş danışmanlık…
Sen nereyi işaret ediyorsan bütün memleket de doğruca oraya.
İyi, aman ne hoş değil mi?
İyi de ya işler umduğumuz gibi gitmiyorsa?
Ya bu kılavuzluğun sonu y.oksa?
Sen bilirsin.
Daha o günler gelmeden, hangi kademeden şikayetçiysen kılavuzun kim olduğuna bakacaksın, nereye götürdüğünü önceden göreceksin.
Gidişatı beğendin, beğendin.
Beğenmedin; ağlamayacak, komşuya bakıp bakıp iç çekmeyeceksin.
İş işten geçmişse artık geçmiş olsun…
Toprağın bol olsun…
Kılavuzum ille de budur diyorsan çaresi yok; seni oraya da götürecek buraya da.
Var mı kendini kurtaracak, bu işten sıyrılacak bir B planın?