Çok çok küçük esnafa kolaylık (!)
Sayın Başbakan, esnafa nefes aldıracağı tezi ile bazı görüşler açıkladı.
Şimdi bunlar üzerinde bazı değerlendirmeler yapmakta yarar var:
1.AVM’ler konusunda, “bunlar Pazar günü çalışmasın” anlayışını eleştiriyor
ve “Benim vatandaşım hafta sonu çoluğunu çocuğunu yanına alıyor ailesiyle
birlikte AVM’ye gidiyor.. öncelikle halkın talebini düşünmek durumundayız”
diyor.
Bunun anlamı, halkın yönelimi ile esnafın talepleri çakışırsa, halk bir
sebeple hafta sonunu çoluk çocuk AVM’lerde geçiriyorsa biz bunu düşünmek
zorundayız, yani esnaf kusura bakmasın ama orada esnafın talebini
karşılayamayız diyor.
Bir bakıma doğrudur.
Eğer AVM’ler semtlere minibüsler, otobüsler kaldırıp bir biçimde halkı
kendisine taşımayı başarıyorsa, çoluk çocuk gidildiğinden de bellidir ki
burada bir cazibe vardır. Eğer buraları alışveriş yanı sıra birer eğlence
merkezi fonksiyonu da görüyorsa, halkımız Amerikalıların “window shopping”
dediği, almasa da “vitrin alışverişi” denen karşıdan seyretmeyle tatmin
oluyorsa kimse buraları bırakıp mahalle bakkalına gitmez.
Siyaset bir açıdan da sonuç alma sanatı ise, olmayacak duaya amin demenin
bir anlamı yoktur.
Kaldı ki, daha önce bu yatırımları yapmış olan büyük ve yabancı sermaye de
adama “ne demiştin niçin caydın sözünden” der.
2.Bu olmazsa, “siz bakkallar, gelin onlar sizin mal tedarikçiniz olsunlar”
deniyor. Bu öneriye göre mahalle bakkalları kendi var olan tedarik
sisteminden vazgeçecek ve belirli yerlerden alım yapacaktır. Buna ekonomi
dilinde “satıcı oligopolü” denir. Bu durumda bakkallara, çok çeşitli
firmaların neredeyse kapılarına kadar getirdiği mallardan vazgeçilecek ve
ben sizlerden değil, falan AVM’üzerinden alırım denecektir. Asıl üreticiler
de malını AVM’ye vermek zorunda kalacaklardır. Çünkü müşterileri AVM’ler
tarafından örgütlenmiştir artık.
Dağıtım ve satış yapan sayısının piyasadaki tüm firmalar kadar çok çeşitli
iken meydanın birkaç AVM eline bırakılması, hiç tartışmasız bakkalları
onların eline teslim eder.
Bu modelde, önce ucuz ve kredili mal verilerek eski bağlantılar koparılır,
bakkallar bu yeni ağa bağlandıktan sonra da oligopol kuralları işlemeye
başlar yani her geçen gün fiyatlara “ayarlama” yapılarak bakkallar kendi
yevmiyelerini ve kiralarını ancak çıkarabilir duruma düşürülür.
Neden mi?
Çünkü AVM’ler birer ticari kurumdur ve hayır hasenat işiyle uğraşmak yerine
kendi kazançlarını en üst düzeye çıkarmak dışında bir amaçları olamaz.
Bu sistemde yani piyasa ekonomisinde de başka bir davranış göstermeleri
beklenemez.
Demek ki böyle bir öneride AVM’ler rakibi olan bakkalları kontrol ve baskı
altında tutar.
Hatta bunun faturası dolaylı olarak da halka çıkar. Çünkü böyle bir düzen
kurulduğunda, bakkallar artık alternatif olamayacağı için ne halka minibüs
göndermek, ne lotaryalar düzenlemek ve ne de cazibeli, düşük fiyatlı
kampanyalar düzenlemeye gerek kalmaz.
Halk “mecburiyetten” gider ve ödemesi gereken parayı çaresizce AVM’ye
yatırır.
3.Bakkallara ve esnafa kredi açmak gibi bir düşüncenin işe yaramadığını,
onlara kredi yolunu açmak değil, önlerinin açılması gerektiğini, daha önceki
bir yazımızda söylediğimiz için tekrar etmeyeceğiz. (Bakınız:
Kobilere kredide kime niyet kime kısmet” başlıklı makalemiz)Bu
paketle ilgili değerlendirmelere daha sonra da devam edeceğiz.
|