|
Kredi kartı, faiz lobisi
Neresinden başlayayım bilemiyorum…
Temel kesin bir kanaate varamadığı için bu sefer diğer ayaklarını da
kesip bağırmış pireye:
Zavallı pirede bir hareket yok tabii. * Sayın Başbakan, geçtiğimiz günlerde katıldığı “Şehit Yakınları ve Gaziler” programında şu kimsenin ne olduğuna pek karar veremediği “Faiz lobisi” konusunda yeni bir değerlendirme yaptı. Dedi ki:
“
…Kredi kartları filan falan diyorsunuz ya, bunları almayın. Bunlardan
ödediğiniz paralar, sadece bir bankaya vereceğiniz, isim vermiyorum 600
trilyon, 1 yılda. Geliri, faizin dışında. Oynanan oyunun ne kadar büyük
olduğunu görüyor musun? Kim ödüyor bu parayı, zengin değil, benim fakir
kardeşim. Allah selamet versin, bayılıyor bir tane kredi kartı elime
alayım. Herkes ayağını yorganına göre uzatmayı bir öğrense, o zaman
bunlar bu parayı elde edemeyecekler.” *
-Kredi kartları işi, her ne kadar Hükümetten bağımsız bir kurum
tarafından yönetilse de, eninde sonunda Hükümet kanadının Meclise
getireceği bir yasa tasarısına kadar bağımsızlığını sürdürebilecek bir
ticaret işi. Buna Hükümetimiz çıkıp da “Arkadaş, senin işin bankacılık sektörüne hizmet eden altın yumurtlayan tavuklar beslemek değil” “Sen, bu görevinden dolayı kamu”nun yani öncelikle bu halkın çıkarını korumak zorundasın” falan demiyor. - Arkasından Bankalar arası Kart Merkezi (BKM) Genel Müdürü Sertaç Özinal, bazı kesimlerin eleştirilerine neden olan kredi kartı faizlerine yasayla bir sınırlama getirilmesini doğru bulmadıklarını söylüyor. -Yine arkasından, pek çok devlet kurumunun, bu “tavuğun” bankalara daha fazla altın yumurtlamasına yol açan bir sürü düzenlemesi kamuoyuna adeta birer yenilik olarak sunuluyor. Sıralayalım mı bir kaçını? -2004 Şubatında Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın, il valiliklerine gönderdiği genelge ile, devlet hastanelerinde hizmet karşılığı ücret ödeyen vatandaşlar için yüzde 25'inin peşin tahsil edilmesi şartıyla kredi kartına 1 yıla kadar taksit kolaylığı sağlanıyor. -Haziran 2009’da Maliye Bakanlığı Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin artık kredi kartıyla ödenebileceğini duyuruyor. -Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) 2010 Ekiminde bankalarla anlaşma yaparak primlerin kredi kartıyla ödenebilmesi uygulamasına geçiyor. -ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, Haziran 2012’de sınav harçlarının kredi kartıyla ödeneceğini, herkesin hesabında parası olmayabileceğini ama bir kredi kartı varsa o kartın numarasını vererek uçak bileti alır gibi, alışveriş yapar gibi ücretini yatırabileceğini bildiriyor. - 2011 Yılında Maliye Bakanlığı “6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” kapsamında mükelleflere daha etkin ve kaliteli hizmet sunulması gerekçesiyle iğneden ipliğe ne kadar vergi, harç, ceza varsa bunların kredi kartıyla ödenmesi “imkanını” getiriyor. Neler bunlar? 31.12.2010 tarihine kadar beyan edilmesi gereken yıllık gelir, kurumlar, katma değer, özel tüketim, Kaynak kullanımını destekleme fonu alacakları, Destekleme ve fiyat istikrar fonu alacakları gelir (stopaj), kurumlar (stopaj), damga vergisi gibi beyana dayalı tüm vergiler; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce inşa edilen yeraltı suyu sulama tesislerinin yatırım bedelleri, işletme ve bakım ücreti, sulama tesisleri yatırım bedeli gibi alacaklar, Doğrudan gelir desteği ödemelerinden geri alınması gereken alacaklar; -Trafik idari para cezası, Karayolu taşıma idari para cezası, Otoyol ve köprülerden ihlalli geçiş idari para cezası, Askerlik para cezası, Seçim para cezası…
* Bir düşünelim bakalım şimdi: -Bu işe izin vermek, faaliyetini düzenlemek, gerektiğinde ilgili kanunu değiştirmek ve kendi deyimleriyle vatandaşı bankacılık sektörünün folluğuna altın yumurtlamaktan kurtarmak bu hükümetin elindeyken ses çıkarılmış mıdır? -Vatandaş parasızlıklardan hastane kapılarında kalınca Sağlık Bakanlığı o gün parası olmayan vatandaşı bu piyasanın kucağına atıp “Al sana kredi kartıyla 12 ay taksit imkanı, ileride bir biçimde faiziyle birlikte bankalara ödersin” demiş midir?
-Maliye Bakanlığı, vatandaşın parasızlıktan ödeyemediği her türlü vergi,
ceza, gecikme faizi için “kolaylık” getirip “Sen şimdi git bankadan
kredi al, önce benim işimi gör; gerisini bankalarla aranızda halledin”
demiş midir?
Bırakın esnafın çöküşünü, işçinin memurun geçinememesini, işsizin
çaresizliğini bir kenara; Hepsine kocaman bir “Eveeeeet” diyeceksiniz değil mi? Bu insanların kredi kartı masrafları ve gecikmiş borçları hayatlarının en büyük, ama pire hikâyesinde anlatıldığı üzere ayakları koparıldığı için bir türlü içinden çıkamadıkları en berbat durum değil midir?
*
Ama denecek ki “Ben zıplayın dedim fakat onların kulakları duymadı”.
|