|
|
Ekonomi maçının ortasında zam yapıp kural değiştirmek
Resmi Gazetenin 9 Ekim 2012 günlü mükerrer sayısında yayınlanan “Orta
Vadeli Program”a bakan gazeteciler 2012’de 2 milyar açık veren KİT’lerin
2013’de 200 milyon, 2014’de ise 2,1 milyar fazla vereceğini okuyup telaşa
kapılmışlar:
“Eyvah, önümüzde yeni zamlar mı var?”
Ne diyelim?
Buna herkes kendine göre bir cevap verir ya, biz burada kendi hesabımıza
söyleyebileceklerimizi söyleyelim.
1.Bütçeler, hükümetlerin önce önlerindeki dönemde ne yapacaklarını
düşünüp, kararlaştırıp; sonra da bunun “nereden gelen parayla” “ kaça” mal
edebileceklerini ilan ettikleri metinlerdir.
Şimdi ve her yıl konuşulup Resmi Gazetelerde yayınlanan “Bütçe”nin en
basit anlatımı budur.
Hükümetin bu bütçeyi yayınlamasından muradı da, “Ey vatandaş, ey sanayici,
ey emekli, ey işçi… bak önümüzdeki dönemde bu devletin sizden yani
ekonomiden alacağı ile millete vereceği kuruşu kuruşuna budur, bunun
dışında para istemeyeceğim” demektir.
Bütçe ilan edildikten sonra hükümetlerin “şu yetmedi, buna biraz daha para
gerekli” deyip ikide bir zam yapması yani ekonomiden ve bu ekonominin
içindeki vatandaşından “ilave para” istemesi en başta bütçecilik denen
temel uygulamaya zaaf getirir, yani “böyle bütçecilik mi olur” dedirtir.
Bu durum, o yıl için iyi kötü kendi gelir-gider hesabını yapan işçiden
sanayiciye kadar herkesin bütçesinin devlet eliyle bozulmasına yol açar.
Özlü bir biçimde söylemek gerekirse; “Serbest ekonomi maçının ortasında
kuralların devlet eliyle değiştirilmesi” anlamına gelir.
2.Gelelim KİT meselesine.
KİT denen şey, adı üzerinde “Kamu”nun iktisadi teşebbüsü değil midir?
Bu iktisadi teşebbüsün neden “Kamunun” olduğu, neden falan tüccarın,
sanayicinin teşebbüsü olmadığı düşünülürse, yapılan işin “ticaret” değil
“hizmet”; alıcısının da “müşteri” değil “halk” olduğu ortaya çıkar.
Şimdi düşünelim bakalım: Hükümetin halka hizmet etsin diye çalıştırdığı
işletmeler kar ederse ne sonuç doğar, zarar ederse ne olur?
Söyleyelim:
Zararına çalışıyorsa –kötü işletmecilikten doğan zararı bir yana
bırakalım- halka maliyetinin altında hizmet veriyor, bir yerlerden
toplayıp halka dağıtıyor demektir; kar ediyorsa da, halka hizmet için
kurulduğu halde halktan fazladan para toplayıp birilerine aktarıyor...
Bunu daha da somutlaştırmak için isterseniz şöyle düşünelim:
Devlet halkın evinde yaktığı ampulden para kazanmayı düşünür mü?
-Düşünmez.
-Peki elektrik idaresi kilovat saati 10 kuruşa mal ettiği elektriği halka
15 kuruşa satarsa, bu durum açıkça ondan 5 kuruş fazla para toplamak değil
midir?
-Evet.
-Peki, “Bütçemiz açık verdi yani kazananlardan yeteri kadar vergi
toplayamadık; elektriğe kilovat başına 3 kuruş daha zam (=ekleme) yaptık”
derse bunun adı nedir?
-Ödemesi gerekenin ödemediğini es geçip o parayı halktan toplamak tabii
ki.
-Hah, işte bu olay tam anlamıyla ekonomide mevcut gelir paylaşımını devlet
eliyle değiştirmek demektir; yani falanın kazancından alınacak parayı KİT
ürünlerine zam yapıp filan vatandaşın cebinden almak, Ahmet’in boğazından
kesip Mehmet’i kollamaktır.
3.Peki bu zamlar bir süre sonra biter mi?
-Kolay kolay bitmez; çünkü isabetli bir bütçe tahmini yapılamadığı gibi;
ekonomide gelirler de giderler de bu günlerde oldukça “hareket
halinde”dir.
-Nasıl yani?
-Şunu düşün, o ya da bu sebepten… bizim şöyle 15 gün içinde herhangi bir
komşu ülke ile savaşa tutuşmamız ya da böyle bir durumla burun buruna
gelmemiz, filan ülkeye birkaç milyar dolar kredi açmamız gibi bir durum
söz konusu olabilir mi?
-Bilemeyiz, bu biraz da komşulara ve bizim komşuluk anlayışımıza bağlı.
-İşte bundan dolayı ülke ekonomisinin kazancı da harcamaları da buna bağlı
olarak belirsizlik taşıyor değil mi?
-Evet.
-İşte bundan dolayı bizim ekonomimizin iç piyasadaki fiyatları da,
ihracatı da buna bağlı. İhracat buna bağlı olunca tabii ki üretim ve
istihdam da buna bağlı olarak “belirsizlik” içinde oluyor.
Belirsizlik varsa da devlet bütçesine kaç para gireceği, bu işler için kaç
para harcanacağı; dolayısıyla da bizim elektriğe, gaza, suya ne kadar zam
yapılıp bu paraların kimlerden çıkacağı işi aynı belirsizlikleri taşıyor.
-Şimdi, “2013’te zamlar devam eder mi” dendiğinde şaşıracak bir şey var
mı?
Bunun cevabı ortada değil mi?
-Ortada tabii. Ortada olmaz mı?, Hem de fazlasıyla…
|
|