|
|
Özel sektör daha iyi
yapar deyip gelecek neslin gelirini yeme üzerine
Bilmem daha önce “Hüsn-ü ta’lil
sanatı” diye bir şey duydunuz mu?
Bize lisede öğretmişlerdi.
Bu, edebiyatta bir şeyin asıl sebebini söylemeyip onu farklı ama hoş bir
sebebe bağlama şeklindeki söz söyleme sanatı diye de açıklanabilir.
Ders kitaplarındaki örnekleri hep şiirlerden verilirdi ama işin özü “söz
söyleme” sanatı olunca pekâlâ edebiyatın dışında da geçerliliği olan bir
şey olmalı.
Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için örneği Nasrettin Hoca’dan vereceğim:
Hoca bir gün eşeğiyle giderken her nasılsa sırtüstü yere düşmüş.
Vay canına…
O her şeyi bilen, her işi beceren; ulema, saygın koca adam Nasrettin
-olacak iş değil ya- adeta sıradan bir köylü gibi küüüüt aşağıya…
Şimdiki magazin basınının böyle bir şey olduğunda politikacıların başına
üşüşmesi gibi, burada da düşen kişi “Hoca” olunca millet hemen başına
toplanıyor.
Ne yapsın bu durumda Nasrettin; uygun bir şey bulamazsa belli ki karizmayı
çizdirecek. ..
İşte hemen o söz sanatını devreye sokup duruma açıklık getiriyor:
“Düşmeseydim zaten ben de eşekten inecektim”.
Bu söz karşısında halk ne diyecek ki?
“Eh, madem öyle, hayırlara vesile olmuş!”
*
Şu özelleştirme konuları da aynı hesap:
“Hüsn-ü ta’lil” sanatının adeta “ekonomi-politik” versiyonu.
Daha “derin”lemesine konuşulacak tarafları da var ama, konuyu dağıtmamak
için orasını geçelim; iyimser bir açıklamayla:
“Hükümet parasız kaldıkça “özelleştiriyoruz” deyip elde avuçta ne varsa
satıyor, tıkır tıkır para basan işlerin yirmibeş yıllık
“kemiksiz”gelirlerini “kırdırıyor” yani bir vadeli çek gibi paradan para
kazanma erbabına iskonto ettiriyor” demekle yetinelim.
Şimdi biraz bu dediğimize dayanak; biraz bu konu ile ilgilenenlere malzeme
olsun ama yazıyı da pek boğmasın diye son zamanlarda özelleştirilen ve
asıl amaç bu olmasa da (!) bütçe açıklarının, cari açıkların
kapatılmasında “katkısı olan” bazı eski den “devlete ait malları”
sayalım.
Liste uzunca gelirse aşağıdaki paragrafı okumadan da geçebilirsiniz:
ERDEMİR, İSDEMİR, PETKİM, Türk Telekom, Divrigi Demir Madeni, Hekimhan
Demir Madeni, İskenderun İsdemir Limanı, Ereğli Erdemir Limanı, ÇELBOR,
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü (Tasfiye edildi), TÜPRAŞ Blok Satış,
TÜPRAŞ, USAŞ Hissesi, TÜPRAŞ 18 Taşınmaz, Amasya Şeker Fabrikası, Kütahya
Şeker Fabrikası, Adapazarı Şeker Fabrikası, ESGAZ, BURSAGAZ , ETİ
Elektrometalurji A.Ş. ETİ Gümüş A.Ş, ETİ Bakır A.Ş, ETİ Krom A.Ş Çayeli
Bakın İşletmesi A.Ş. K.B.İ. A.Ş. Samsun İşletmesi, K.B.İ. A.Ş. Murgul
İşletmesi, Seydişehir Eti, Alüminyum A.Ş. Çeşme Limanı, Kuşadası Limanı,
Trabzon Limanı, Dikili Limanı, İDO, Sümer Holding-BUMAS, Sümer
Holding.-Merinos Halı, Sümer Holding.-Eryağ A.Ş. TEKEL Alkollü İçkiler,
TEKEL İkiz Kuleler, SEKA- Afyon, Balıkesir, Aksu, Kastamonu, Karacasu,
Akkuş Yibitaş Torba İşletmesi, HAVELSAN A.Ş. ASPİLSAN Askeri Pil San. ve
Tic. A.Ş. MEYBUZ A.Ş. İstanbul ve Kütahya'da 3 Arsa ve çeşitli İllerde 24
Taşınmaz, USAŞ Hissesi ve USAŞ'ın 11 Lojmanı, TÜGSAŞ A.Ş. Gemlik Gübre
San. A.Ş. SAMSUN Gübre San. A.Ş. İGSAŞ, SÜTAŞ, KTHY, EBÜAŞ - 6 adet
Taşınmaz, Deniz Nakliyatı T.A.Ş. 3 Tanker, Başak Sigorta A.Ş. Hilton
Oteli, Araç Muayene İstasyonları, T.C.D.D. İzmir Limanı, T.C.D.D. Derince
Limanı, Sümer Holding A.Ş.'ye ait Mazıdağı Fosfat Tesisleri, Sümer Holding
A.Ş. NİTRO-MAK Makine Kimya Nitro Nobel Kimya Sanayi A.Ş. Sümer Holding
A.Ş. Barit Öğütme Tesisi…
*
Telekom, Tekel diye başlayıp iyi kazandırması dolayısıyla piyasası olan
ne varsa hepsi satıldığı için şimdi de para basan köprülerin, yolların
“işletmeciliği” satılıyor.
İlan şöyle:
“Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğunda olup, yapım, bakım, onarım
ve işletimini üstlendiği; bağlantı yolları ile birlikte,
“Edirne–İstanbul–Ankara Otoyolu”, “Pozantı–Tarsus–Mersin Otoyolu”,
“Tarsus–Adana–Gaziantep Otoyolu”, “Toprakkale–İskenderun Otoyolu”,
“Gaziantep–Şanlıurfa Otoyolu”, “İzmir–Çeşme Otoyolu”, “İzmir–Aydın
Otoyolu”, “İzmir ve Ankara Çevre Otoyolu”, “Boğaziçi Köprüsü”, “Fatih
Sultan Mehmet Köprüsü ve Çevre Otoyolu” ve bunlar üzerindeki hizmet
tesisleri, bakım ve işletme tesisleri, ücret toplama merkezleri ve diğer
mal ve hizmet üretim birimleri ile varlıkların (OTOYOL), tek paket halinde
birlikte, fiili teslim tarihinden itibaren 25 yıl süre ile “İşletme
Haklarının Verilmesi” yöntemi ile özelleştirilmesine…
Rakamlara dikkat edin ve lütfen hayal edin:
Sade vatandaş bakış açısıyla alt tarafı kendisinin yoldan yürüme, köprüden
karşıya geçme işinin ne kadar büyük sermaye sahiplerine hitabettiğini,
dolayısıyla da bunu alacak patronun, hangi hizmet anlayışıyla(!) bize
hangi makul (!) işletmecilik fiyatlarıyla yoldan-köprüden geçme şansı
verecek gibi bir patron olabileceğini gözlerinizin önüne getirmeye gayret
edin.
”Sırf ihaleye katılabilmek 50 milyon dolar (Eski parayla 90 trilyon,
yenisiyle 90 milyon lira)
Teklifler ABD doları üzerinden verilecek.
Eee tabii ki, ihaleyi alan da “işin raconu gereği” 25 yıl boyunca ABD
doları üzerinden hesaplayıp geçirecek.
Neden?
-Hükümetimizin özelleştirme politikası gereği.
-Ne zamanın, kimin politikası bu?
-1980’lerin her şeyin özel sektör eliyle yapılması, devletin bu işlerden
elini çekmesi, ekonominin özel sektörün ve daha doğrusu uluslararası
sermayenin tercihlerine terkedilmesi, vatandaşın onlara hazır ve “mecburcu
müşteri” olarak sunulmasının moda olduğu; Amerika’da Kovboy Ronald
Reagan’ın, İngiltere’de işçi düşmanı “demir leydi” Margret Thatcher’in,
Türkiye’de Kenan Evrenlerin, “Benim memurum işini bilir” diyen Turgut
Özal’ların olduğu dönemlerin “politikası”.
Neredeler onlar şimdi?
Bizde hala oralara “takılıp kalmış olanlar” var ve birileri onları
istikbalin politikacıları gibi göstermeye çalışıyor ama Ne oldu Reagan,
ne oldu Thatcher; krizden başka ne doğurdu o vahşi kapitalist ve
monoterist politikaları?
Şimdi nasıl anılıyorlar?
Bizde bu işi sürdürmekte ısrarlı olanlara sorarsanız o tarihlerde
üretilmiş kanun gerekçelerine bakıp bakıp “bazı işleri özel sektör
devletten daha iyi yapıyor da ondan” derler.
Hadi canım sende!
Yersen.
Siz o edebiyattaki “Hüsn-ü ta’lil” sanatını da geçtiniz de, artık
“sanatına uysa olsa da söyledim uymasa da söyledim” safhasına intikal
ettiniz.
*
Şimdi de her iki köprü ve yollar25 yıllığına özel sektöre devredilecekmiş.
Hatta alıcılar “Neme lazım, bu yolların bakım ve onarımını da devlet
yapsın; biz sadece işletmesini yapalım (yani parasını toplayalım) gibi bir
istekte de bulunmuşlar.
Köprüyü, yolları yaparken bu devlet işi; önüne turnikeyi koyup parayı
otomatik makineyle toplarken özel sektör işi…
Gemileri alırken kamu hizmeti, İDO’yu satarken bu iş özel sektör işi.
Maşallah… Maşallah…
Her halde kitaplardaki yerini göstermekte de pek güçlük çekmezler.
Demek ki onların “bu işi en iyi özel sektör yapar, devlet eliyle olmaz”
dedikleri; vatandaşı müşteri haline getirip özel sektöre sunarken
aradıkları “beceri” sadece turnikenin başına geçip parayı toplamakmış.
Bilirsiniz, bir zamanlar da Milli piyangoyu “özelleştirmek” için uğraşıldı
ama sanırım bir sebeple pazarlanamadı.
Düşünün, sadece devletin kumar oynatmadaki tekel yetkisini kullanarak,
neredeyse gazete kâğıdına “bilet” basıyorsunuz, haftada bir iki parti işi
kadere kısmete havale etmiş vatandaşlara “umut” satıp anında trilyonları
kaldırıyorsunuz ama “galiba bu iş devlet eliyle olmaz, bu” kağıt görünümlü
umut” satıp para toplama işini en iyi özel sektör yapar” deyip onu da
satmaya kalkıyorsunuz.
Bu nedir Allah aşkına?
“Efendim bu işleri devlet beceremez”
-Peki bu işi kuran, ilk yatırımını yapan devlet değil mi?
“Efendim devlet tabii ama bu işin işletmeciliği sırasında suiistimaller
olur”
-Yahu yatırımı yaparken, kadrolarını kurarken, malları alırken bir şey
olmuyor, hatta bu büyük alışverişlerin yapıldığı sırada bile olmuyor da
kendi iktidarınızda, kendi üst kadrolarınızla “işletirken” mi oluyor?
Yani kendinizden mi şüpheleniyorsunuz?
“Efendim, özelleştirme kanunu bunu mecbur tutuyor”
-O 1984 yılında çıkarılan 2983 sayılı kanun, 1986 yılında çıkarılan 3291
Sayılı kanun ve daha sonra çıkarılanlarla geçen tam 28 sene içinde
özelleştirme yapmadı, savsakladı, göz göre göre “devlet malını satmayı
bile beceremedi” diye kimler hapse atıldı bu güne kadar?
Kimler görevden alındı?
Hiç kimse.
Hatta en yakın örnek İDO işinde bırakın 28 sene önce çıkmış kanunun “neden
satmadın” demesini, halk neredeyse ayağa kalktı ve bizi niye bunlara
teslim edip söğüşletiyorsun diye dünya birincisi (!)belediyeye bağırmaya
başladı da aynı iktidarın bir başka belediyesi halkıyla kapışmamak için
kendi çözümünü üretmek zorunda kalmadı mı?
Ne dedi laf sanatı erbabı?
“Özelleştirme kanunu var ya ondan dolayı”
“Hem o özel sektör gelir bunları bizden iyi işletir; Tıkır tıkır… şıkır
şıkır…”
Ne diyelim; İnşallah bu yaptıklarınız günü gelir bazı hayırlara vesile
olur.
Biz de yahu demek ki her işte bir hayır varmış der içimizi serinletiriz.
|
|