|
“Torba”
bu sefer neden belediye işçisinin başına geçiriliyor?
Bu günlerde özellikle belediye işçileri arasında
büyük bir tedirginlik yaşanıyor.
“Torba Yasa” denen ama sonunda torbalığı da aşıp neredeyse bir çuval,
hatta “harar” denilen çuval azmanına döndürülerek çıkarılan 6111 Sayılı
Yasa’nın, belediye ve il özel idaresi çalışanlarını yakından ilgilendiren
166. Maddesi ile ilgili uygulamalar yürürlükte.
Bilindiği gibi bu düzenleme, belediye ve il özel idarelerine, kendilerince
ihtiyaç fazlası olarak “görülen” işçileri; vilayet kararıyla karayolları,
emniyet ve milli eğitimde çalıştırılmak üzere gönderebilme imkânı
veriyordu.
Gerekçesi ne?
Bunun Meclis’e sunulan tasarıda açıklanan gerekçesi aynen şöyle:
“İl özel idareleri ile belediyelerin (bağlı kuruluşları hariç) sürekli
işçi kadrolarında
çalışan ihtiyaç fazlası işçilerin ihtiyaç duyulan Milli Eğitim Bakanlığı
ve Emniyet Genel
Müdürlüğünün taşra teşkilatındaki sürekli işçi kadrolarına atanması
amaçlanmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı okullarında ve Emniyet Genel Müdürlüğünün taşra
teşkilatında hizmetli açığı söz konusudur. Bu kurumlarda hizmetlerin
sağlıklı yürütülmesini teminen personel ihtiyaçlarının acilen giderilmesi
gerekmektedir.”
Bu metni dikkatle okursak içinden şu kabulleri fark etmemek mümkün değil:
1-“İl özel idareleri ve belediyelerde ‘sürekli işçi kadrolarında’ ihtiyaç
fazlalığı vardır.”
2- “Milli Eğitim Bakanlığı okullarında ve Emniyet Genel Müdürlüğünün taşra
teşkilatında hizmetli açığı söz konusudur.”
3-. Bu kurumlarda, hizmetlerin sağlıklı yürütülmesi, personel
ihtiyaçlarının il özel idareleri ve belediyelerdeki ihtiyaç fazlası
kişilerin acilen çalıştırılmasıyla giderilecektir.
4-Bu kapsamda işçi nakleden mahalli idarelerin nakil sonrasında oluşan
işçi sayısında beş yıl süreyle artış yapılamayacaktır.
Şimdi gelin bunlar hakkında bir iki şey söyleyelim:
1-İl özel idareleri ve belediyelerde sürekli işçi kadrolarındaki ihtiyaç
fazlalığı tesbiti(!) izaha muhtaçtır.
Bırakın İl özel idare çalışanlarını bir kenara, böyle bir hükmün
verilebilmesi için, Türkiye çapında 2947 belediye olduğuna göre, bunlar
ile ilgili bir çalışma yapılması ve belediye çalışanlarının verilen
hizmetin gerektirdiği sayıdan bir kanun çıkartılmasını gerektirecek ölçüde
fazla olduğunun belirlenmesi gerekirdi.
Böyle bir belirleme yapılmadan bu gerekçeye sarılınması, kusura bakılmasın
ama IMF’in yıllardır israrla belediye bütçelerini kısma isteminden
kaynaklanmakta gibidir. Siyasi konjonktürden dolayı olacak; buna bir süre
hükümetçe direnilmiş ancak sonunda razı olunmuştur.
2.Milli Eğitim Bakanlığı okulları ile Emniyet Genel Müdürlüğü’nün taşra
teşkilatındaki hizmetli açığının, “ihtiyaç fazlası” gerekçesiyle gözden
çıkarılacak il özel idarelerive belediye işçileri ile kapatılacağı
ifadesi, en azından bu kurumlarımızın personel politikaları ile yaptıkları
görevini hafife almak olur. Bu şekilde gönderilen işçiler ne kadar vasıflı
olurlarsa olsunlar, herkesin çalışma alanı ve ihtisası farklıdır.
Bu ifadenin yapaylığı, yasaya sonradan Karayolları’nın eklenmesi ile de
ortaya çıkmıştır. Sürülen işçilerin yeni görevi reddedip daha hızla işten
ayrılmalarını sağlamak için olacak, tasarıya sonradan bir de Karayolları
eklenmiştir.
3. Milli Eğitim, Emniyet Genel Müdürlüğü taşra teşkilatı ve daha sonradan
eklenen Karayolları kurumlarımızın “acil” ihtiyaçlarının giderilmesinden
söz edilirken, acaba bu kurumlar neden büyük ölçüde kadrosuz bırakılmış ve
-eğer doğruysa- hizmetleri aksatılmak bahasına bu kadar gecikilmiştir?
Çalıştığı işyerinden, ailesinden ve memleketinden ayırtılarak kendilerine
sorulmadan yapılacak atamalarla “beş iş günü içinde” ayrılıp yeni işlerine
başlaması şart koşulan bu işçilerin çoğunun işi bırakmak durumunda
kalacağı açık olduğuna göre, bu acil ihtiyaç içindeki üç kurumun var
olduğu ileri sürülen eleman ihtiyacı, acaba nasıl karşılanacaktır?
Karşılanmayacağı açık olduğuna göre buralardaki “acil” ihtiyaç sürmeyecek
midir?
4.İşçisini bu biçimde devreden belediyeler ve il özel idareleri, “ihtiyaç
fazlası” işçilerini bu biçimde gönderdikten sonra, düzenlemeye göre “beş
yıl boyunca” kadrolarına yeni işçi alamayacaklardır.
Haydi, bir an için falan belediyenin -sözüm ona- ihtiyaç fazlası dediği
işçileri devrettiğini düşünelim...
Peki, devreden belediye bu tarihten sonra beş yıl süreyle ihtiyaçlar
artar, nüfus genişlerken nasıl olup da hizmet verebilecektir? Bu mantığa
göre örneğin İstanbul gibi nüfusu iç göçle de hızla artan bir kentte ne
yapılacaktır? Bu sorun, işleri daha çok taşeronlara aktarmakla mı
çözülecektir?
***
Görüldüğü gibi 6111 Sayılı Torba Yasa, en azından bu düzenlemesiyle
torbalıktan çıkmış, çuvallamıştır.
Bu işte ne kimi kurumların acil eleman gereksinimi karşılanacak, ne de
kamusal bir tasarruf elde edilecektir. Uygulamada görülecek olan,
belediyelere “ihtiyaç fazlası” değil ama siyaseten “hazzetmediği”
kimilerini, asla kabul edemeyecekleri, katlanamayacakları olumsuz
koşullarda bir yerlere “at”ayıp onlardan kurtulma fırsatı vermektedir.
Kanun birilerine bu imkânı vermiştir; doğru ama eğer saygı duyuyorsak;
yapılanın hukuka uygunluğu herhalde dürüstçe tartışılmalıdır.
CHP’nin bir süre önce Anayasa Mahkemesine yaptığını bildiğimiz iptal
başvurusu bu açıdan ümit vericidir.
|
|