Fakir fukaraya verilecek para nasıl bulunur?


İktidar kanadının muhalefetteki CHP’ye sık sık sorduğu bir soru var:
Herkese 600 lira vereceksin de parayı nereden bulacaksın?
Herhalde hala tam yanıtını alamamışlar ki; gün geçmiyor tekrar soruyorlar:
“Sen bu parayı nereden bulacaksın?”

Şimdilik kendileri suyun başında tek başına bulunduklarından olacak, para bulmayı bir türlü başkalarına yakıştıramıyorlar.
Doğrusu, televizyonlarda görüp gazetelerde her okuduğumda sinirleniyorum ama doğrudan muhatabı ben olmadığım için de cevaplandıramıyorum.
Dolayısıyla belki buradan bir kaçına ulaşır diye, meraklarını gidermeye çalışacağım.

Sosyal demokratlar iktidara geldiğinde fakir fukaraya destek olacak kaynakları bulmakta hiç zorlanmayacaklardır.

1.AKP bile şu anda bu yardımı yaparken pek fazla zorlanmamaktadır.
Yapılan yardımlar aynı düzeyde kaldıkça, iktidar değişmekle bu yardım kaynakları değişmeyeceğine, AKP giderken bu kaynakları bir yerlere götürmeyeceğine göre CHP iktidarı da aynı kaynakları kullanacaktır.
Yani iktidar değiştiğinde kaynaklar azalmaz.

2.AKP iktidarının yardım fonlarını toplamaktan kullanmaya kadar bütün süreçlerde “sansasyon boyutuna varan” yandaş kayırma, suiistimal ve israf türü yanlışlarına son verilmesiyle, sadece mevcut kaynakların bile daha fazla yoksulun gereksinimlerini karşılayabileceği açıktır.
Yoksula yardımın “siyasete hizmet”le karıştırılması, bu yardımların hedefini saptırmış amacından uzaklaştırmıştır.
Örneğin kış günü, kar yolları kapatmışken Tunceli’de politik amaçlı buzdolabı dağıtılması, evinde musluğu olmayana çamaşır makinesi verilmesi olayları yardım politikasındaki yanlışların herkesçe bilinen örneklerindendir.

3.AKP hükümetinin yurttaşları giderek yoksullaştıran politikası dolayısıyla mevcut yardım imkânlarının kişi başına isabet eden miktarı düşüktür. Matematik bir gerçektir ki, “genel ekonomi politikasındaki başarı” dolayısıyla işsizlik azaldığında, küçük esnaf yok olmaktan kurtarıldığında, sanayici üretim imkânı bulup kazandığında, çalışanına daha insanca bir ücret vermeye başladığında alt gelir gruplarının destek ihtiyacı kendiliğinden gerileyecektir.

4.Sosyal demokrat vergi politikaları, ekonomik model olarak gelir ve servet dağılımını alt gelir grupları lehine düzenleyen politikalardır.
Küreselleşme ve liberalizm adına uygulanan şimdiki vahşi kapitalizme son verildiğinde tüketici bu günkü gibi soyulmayacak; ulaşım, elektrik, su gibi temel ihtiyaçlarla ilgili kimi kamu hizmetlerinde halk müşteri olarak görülmeyecek, ezilmeyecek, ezdirilmeyecektir.
Bu politika elbette ki yardıma muhtaç insan sayısını da, yapılması gereken yardım tutarını da biraz daha daraltacaktır.

5.Sıcak para girişini sürdürebilmek için takip edilen “değerli TL politikası”, ihracatı kısıp ithalatı coşturmakla içerideki üretimi kısmaktadır. Üretimin kısılması işsizlik ve açlık getirir; artması ise, çalışanlar için daha fazla ücret, işsizler için daha fazla istihdam şansı demektir.
Bu unsurlar, “işsizlikten ve sefalet ücretleriyle çalışmaktan kaynaklanan” yoksulluğu azaltıcı etki yapacaktır.

6.Sosyal demokrat vergi politikasında ücret gelirleri daha düşük vergilendirilecektir.
Küçük esnafın mali yükleri azaltılacak, buradan eksilen gelir, üst gelir grupları ile rantların daha dengeli vergilendirilmesiyle karşılanacaktır.  Tüketim üzerinden alınan dolaylı vergilerdeki indirim ve muafiyetler dar gelirlilerin eline geçecek vergi sonrası yani “kullanılabilir gelir”i yükseltecektir. 

7.Genel ekonomi politikasında alınan tedbirlerle Türkiye kazandığından fazlasını harcayıp fakirleşen değil, harcadığından fazlasını kazanan bir ülke haline gelecektir.
Bu gün AKP’nin fakir fukaraya yapabildiği yardımlar devletin “üretebileceği kadar üretemeyen” ekonomisindeki “bastırılmış” kazançlarından alınan vergileriyle karşılanmaktadır.
Üzerindeki baskı kalkınca üretim artacaktır.
Üreten ekonomi, her zaman için kazanan ekonomidir.
Kazanan ekonomi, devletin daha fazla vergi toplayabildiği, dolayısıyla bütçesi daha büyük, fakir fukaraya ayıracağı payı daha büyük bir ekonomidir.

8.Henüz söylenmedi ama bu da bizim önerimizdir:
Yoksul yurttaşlarımıza kimi yerde doğrudan para yerine iş verilmesi de bu yoksullukla mücadelede önemli bir imkândır. Bir yoksula doğrudan 600 lira nakit para verdiğinizde bunun bütçeye maliyeti yine 600 liradır. O yoksula çok verimli olmasa da belirli bir iş gösterir ve onu karşılık göstererek 600 lira ücret öderseniz, bunun bütçeye maiyeti o 600 liradan sıfıra kadar düşebilir. Çünkü verilecek iş ne kadar önemsiz de olsa ücretin bir kısmını kamu bütçesine geri döndürür.
Sıradan örnek verelim: Önce meslek sahibi olanları ayırıp bu 600 lira karşılığı kurs öğretmeni yaparsınız.

Diyelim ki adam tatlıcı.
Tatlıcılık öğrenmek isteyenlere kurs verdirir karşılığında sanatkâr yetiştirirsiniz, kursiyerler gider karnını doyuracak bir şeyler üretmeye başlarlar.
Adam marangoz;
marangozluk öğrenmek isteyenlere kurs verdirir marangoz yetiştirirsiniz. Yetişen marangozlar ayda 100 liralık iş bile yapsa yardım maliyetiniz 500 liraya düşüverir.
Hiç bir şey bilmeyenleri ya kaldırım onarımında veya şehrin temizliğinde ve sair işlerde çalıştırır, kendisine parayı bu nedenle verirsiniz.
Böylece, bu işlerde vereceğiniz her 600 liranın tamamı olmasa da önemli bir kısmı üretim olarak geri döner. Bunun ortalama yarısı geri döndüğünde adam başına net harcamanız yarıya düşeceğinden AKP’nin merak ettiği kaynak  sadece bu formülle bile iki katına çıkar, üstelik onuruna düşkün insanlarımız emeği karşılığı “kazandığı” paradan daha mutlu, daha huzurlu olurlar. Böylece, bir elin verdiğini diğer el görmeyecek olsa da, yüreklerde duyulacak ve “dışarıdan fark edilemeyen eziklik” azalır.

Sosyal demokrat iktidarda, kazançlarla birlikte artan bütçe gelirleri elbette ki genel bütçe içinden fakir fukaraya yapılacak yardımlara ayrılabilecek fonları da yükseltecektir.

İşte yukarıda saydığımız nedenlerle Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, CHP iktidarında, kendinden önceki hükümetin yardım kaynaklarını kullandıktan başka, bunun üzerine yeni ekonomik tedbirlerle genişleyecek bütçesiyle fakir fukarayı daha fazla destekleme imkânı bulacaktır.

Şimdi kimileri “Peki bu yolları AKP bilmiyor mu? Olabilseydi o da yapardı” diyebilir.
Hayır;
-AKP vahşi kapitalist bir ekonomiye evet dediği için,
-Küresellik adı altında ekonomiyi yabancıların pazarı haline getirdiği için,
-IMF politikalarıyla işçi ücretleri üzerinde özellikle baskı kurduğu için,
-Ekonomiyi kötü yönettiğinden dolayı üretim durup, kimse para kazanamadığı için vergi gelirleri düştüğünden,
- Alt gelir gruplarını kollayan sosyal politikalara hayli mesafeli, hep kazanandan yana olduğu için,
- En nihayet, insanları yardıma muhtaç ederek yanına çekme ve onun oyunu kapma politikaları gütmeyi tercih ettiği için,
bilse de bunu yapamaz.

İşte bunun için “Peki parayı nereden bulacaksınız” sorusunun cevabı çok açıktır ve sosyal demokrat politikalarda bu parayı bulmak da, gereğini yapmak da,  AKP’lilerin sandığı kadar zor değildir.