|
Güler misin ağlar mısın sevgili halkım?
Bu memlekette, “Gazeteler ile görsel
basın bir türlü gerçekleri göstermiyor ve sadece iktidar yağcılığıyla
uğraşıyor” diye bol bol şikâyet edildiğini bilirsiniz.
Kusura bakılmasın ama gazeteye son sayfasındaki spor haberlerinden,
televizyona dizilerden bakılır ve medya üzerinden gerçek arayışlarında(!)
daha çok hangi Afrikalı futbolcunun falan kulübe kaç paraya transfer
edileceği ya da dizideki Muzaffer Bey’in katilinin kim olduğu merakıyla
yetinilirse bu durumdan şikâyet edenlerin haklılığını biraz tartışmak
gerekir.
Küresel ekonomiye kucak açmış, ulusun
ekonomik çıkarlarını gözden çıkarmış,”ucuz emeğe gelin”, “para kazanmak
için en uygun memleket biziz” diyen bir iktidar elbette ki kimsenin
uyanmasına imkân vermemek için medyayı elinden geldiği kadar yönlendirmek
isteyecektir.
Buna karşı olanların görevi, iktidar her ne kadar gizlese de, görülmesi
gerekenleri araştırıp bulmak ve görülmesi gerekenleri görmektir.
Neyi dersiniz?
Mesela ne kadar kalkındığımızı, mesela eğitimde ve kültürde ne kadar
ilerlediğimizi araştırıp bulmalı ve görmeye çalışmalıyız.
Biraz ipucu verelim, gerisi sizden gelsin…
***
Kaynağımız OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı ).
Deniyor ki:
“OECD tarafından her 3 yılda bir yapılan PISA eğitim
araştırmasında Türkiye yine son sıralarda yer aldı.
15 yaşında 470 bin öğrenci ile dünya genelinde yapılan çalışma sonucunda
Türkiye’nin eğitimde 2000 yılından bu yana bir arpa boyu yol gidemediği
görüldü.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ile Uluslararası
Öğrencileri Değerlendirme Programı’nın tüm dünyada eğitim alanında
referans araştırma olarak gösterilen “PISA” çalışmasının sonuçları
açıklandı.
2000 yılından bu yana her üç yılda bir 15 yaşındaki öğrencileri
değerlendiren PISA testinde, Türkiye 2000 yılından bu yana son 3
içinde yer alma “geleneğini” sürdürdü.
Ortalama bir Güney Koreli ya da Finlandiyalı öğrencinin bir Türk öğrenciye
göre hem sözel, hem sayısal hem de fen bilgisinde yüzde 30 dolayında daha
başarılı olduğu ortaya çıktı.
Amerikan öğrencilerin bu yılki PISA testinde diğer gelişmiş ülkelerde
yaşayan öğrencilerin çok gerisinde kalarak sözelde 15, matematikte 25,
fende ise 19’uncu olması sonrasında ABD‘nin saygın gazeteleri dün “Uyanma
zamanı” başlığını atarak Amerikan eğitim sistemini eleştirdi.”
Kaynağımız yine OECD.
Bu kez bir başka konudaki haberi şöyle:
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) Genel Sekreteri Angel
Gurria, "Türkiye, 2010 yılına girdiğimizde OECD genelindeki en kuvvetli
ülke olarak karşımıza çıktı" dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ekonomik İşbirliği ve
Kalkınma Teşkilatı (OECD) 2010 Türkiye İnceleme Raporu'nun açıklanması
dolayısıyla, OECD Genel Sekreteri Angel Gurria ile birlikte Başbakan
Merkez binada basın toplantısı düzenledi.
Babacan, burada yaptığı konuşmada, iki yılda bir yayınlanan ülke inceleme
raporlarının geniş analizler içerdiğini, bu raporların sadece Türkiye için
değil toplam 40 ülke için düzenlendiğini söyledi.
Raporların objektif ve bilimsel analizler ve öneriler içerdiğini, bu
nedenle bu raporlara önem verdiklerini ifade eden Babacan, önerilerden de
bugüne kadar çok faydalandıklarını, bundan sonra da faydalanmaya devam
edeceklerini belirtti.
OECD Genel Sekreteri Angel Gurria, Türkiye'nin küresel ekonomik krizden
çok başarılı bir şekilde çıktığını, bunun tam ekonomik büyümeyi sağlamak,
ekonomik sosyal refahı birleştirerek gelişme kaydetmek için altın bir
fırsat olarak nitelendirilmesi gerektiğini söyledi.”
Hey
yumurtaya can veren allahım… doğru mu bunlar acaba?
Bir haber daha okuyalım bakalım:
“Bakanlar Kurulu 2011 Yılı
Programı’nda yer alan ‘Fert Başına Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla’da (GSYH)
düzeltme yapınca kişi başına milli gelir 15 bin doları aştı.
2011 Programı’nda daha önce bu yıl için 13 bin 38
dolar olarak hesaplanan SGP’ye göre kişi başına milli gelir, 2 bin 354
dolarlık artışla 15 bin 392 dolara yükseldi.
Buna göre Türkiye’nin toplam milli geliri de 947 milyar dolardan 1 trilyon
118 milyar dolara çıktı.
Yapılan düzeltme sonrası milli gelir büyüklüğüne göre bugüne kadar dünyada
16’ncı sırada yer alan Türkiye, Endonezya’yı geçerek 15’inci sıraya
yerleşti.”
***
Ne dersiniz bu işlere, örneğin bu düzeltme haberine?
İyi ki böyle oldu da OECD raporlarına göre ekonomide ne kadar hızla
yükseldiğimizi gördük diye gülsek mi?
Yoksa son on yılda insanlarımızın eğitimde bir arpa boyu bile
ilerleyemediğine bakıp ağlasak mı?
Tercih tabii ki halkımızın
.
Ama şunun altını da çizelim:
Her iki yöndeki tesbit de OECD tarafından yapılmış.
Bu durumda “birileri bunları işine geldiği gibi uyduruyor denemez.”
Doğruysa ikisi de doğru, yanlışsa ikisi de yanlış.
Peki Türkiye ekonomisi OECD’nin söylediği gibi bu kadar hızla kalkınırken,
halkımızın eğitim ve kültürünün yine aynı OECD raporlarına göre on yıldır
yerinde sayması arasında gerçekten bir ilişki olabilir mi dersiniz?
Eğitim ve kültürde yerinde saydırılan bir ülke acaba hangi nedenden aynı
zamanda en çok gelişen, giderek büyüyen bir ekonomi olur?
Aynı mantıkla, acaba eğitimde yerinde saymayıp hatta birazcık gerilere
gitseydik ekonomimiz daha da mı şahlanırdı?
Ekonomisi hızla gelişen bir ülkenin eğitim ve kültürünün on yıldır yerinde
sayması nasıl açıklanabilir?
OECD ya da hükümet yetkililerimiz buna bir yorum getirebilirler mi?
Yoksa onlardan nasıl olsa ses çıkmaz deyip bu durumu okurlarımız doğrudan
kendileri mi yorumlamalı?
|
|