|
İstanbul Büyükşehir
Belediyesi Bütçesi neden küçülüyor?
Geçtiğimiz günlerde İstanbul
Büyükşehir Belediyesi’nin 2011 yılı bütçesi üzerinde çalışma imkânı
bulduk.
Size bu çalışmalar sonunda elde ettiğimiz bazı bilgileri aktarmak
istiyorum.
Çünkü İstanbul Türkiye’nin kalbi.
İstanbul, 12,5 milyon nüfusuyla Türkiye’nin en büyük kenti.
İstanbul Türkiye ekonomisinin merkezi.
İstanbul sanayiin, ticaretin, esnaflığın harman olduğu yer.
Limanları, köprüleri, yolları dünyanın ticaretini buraya bağlıyor.
Bir zamanların taşı toprağı altın denen şehri.
Siyasetçiler, İstanbul’u alan Türkiye’yi alır derler.
Dolayısıyla hükümetin göz bebeği, desteğini eksik etmediği yer.
Türkiye’yi anlamak için İstanbul’u anlamak, Türkiye’nin nereye gittiğini
öğrenmek için İstanbul’a bakmak yeterli.
Daha ne diyelim ki.
***
Bir laf yayıldı son zamanlarda.
Belki biz bile önce neyin nesidir diye pek merak etmemiştik:
“İstanbul’un konsolide bütçesi 18 milyar 50 milyona ulaştı” diye.
Yani “bütçesi arttı” gibi bir söz.
Merak ettik:
Bizim bildiğimiz bütçe bütçedir de, bu konsolide bütçe de nereden çıktı?
Nasıl bir şeydir?
Biraz araştırınca anladık ki İstanbul Büyükşehir Belediyesi, örneğin 2011
yılı için 6,7 milyar lira olan bütçesine, İSKİ ve İETT’nin bütçelerinden
başka, kendisinin iştiraki olan ticaret şirketlerini de katıyor ve
hepsinin bütçeleri bir arada (yani konsolide olarak) 18 milyar 50 milyona
ulaştı diyor.
Önce şu iki yanlışın
anlatılmasında yarar var:
Birincisi, bütçe mali-hukuki bir kavramdır, belediyeler de dahil,
özellikle kamu işlerinde bütçe dendi mi, her bir liranın nereden ve niçin
geldiği; her bir liranın nereye ve niçin gittiği kurala bağlıdır.
Öyle İstanbul Dünya Ticaret
Merkezi işinde olduğu gibi kimseler senenin herhangi bir gününde, yönetim
kurulu başkanının benim haberim yok dediği, ödemesi önceden öngörülmemiş
ve ne işe harcandığı tartışmalı trilyon mertebesindeki paraları al sana al
san diye birilerine veremez.
İkincisi, tamamı 25 olduğu zannedilen, ama bunlar da başka şirketler
kurduğu için (iştirakin iştiraki) bu gelişmelerinin tamamı hakkında bilgi
sahibi olamadığımız belediye şirketlerinin, bizim bildiğimize göre 2011
yılında ne alıp ne satacakları, nerelere ne yatırımlar yapacakları
konusunda –kendi ticari disiplinleri ölçüsünde de olsa- birer bütçeleri
yoktur.
Dolayısıyla her birinin önümüzdeki 2011 yılı içinde şöyle en azından 100
kalemde falan ayrıntılı, fasılları belli olacak biçimde ne gelirleri için
ve ne de giderleri için birer metin hazırlanmamıştır.
Keşke hazırlanmış olsa da bu şirketlerin önümüzdeki yılda nelerle
karşılaşacaklarını bilebilsek.
Şimdi sorsak diyeceklerdir ki, “biz önümüzdeki yıl kaç paralık satış
yapacağımızı nereden bilelim, malum piyasa işi. Yıl sonunda gelin o zaman
satışlara bakar söyleriz”.
İşte bu durumdan dolayı,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kendine özgü “konsolide” bütçesindeki
50 milyon küsuratlı rakamı nasıl belirlediğini anlamak mümkün değil.
Peki, elma ile armutlar kadar ayrı şeylerin birbirleriyle konsolide
edilemeyeceği, ettim deyince ortaya lastikli bir rakamın çıkacağı açık
olduğuna göre bu “konsolide bütçe” lafı neden bu ara epey itibar görüyor
diye merak ettik.
Hani esnaf tabiriyle “2011’de belediyede dönecek para şu kadar olacak”
dense anlarım. Çünkü bütçe başka bir kavramdır, ciro başka.
O zaman neden “konsolide bütçe” lafı belediye çevrelerinde epeyce tuttu?
Biraz yakından bakınca, belediyenin gerçek anlamdaki konsolide
bütçelerinin 2009’dan 2011’e gelene kadar –gerçek anlamda- yaklaşık yüzde
on oranında küçüldüğünü gördüm. Acaba bu konsolide lafı, giderek küçülen
belediye bütçesinin bu zaafını gizlemek, bütçenin aslında çok büyük olduğu
görüntüsünü vermek için çıkarılmış olmasın?
Rakamları vereyim, okurlarım da
düşünsünler:
2009 yılı bütçesi İSKİ ve İETT dahil 11,260 milyar lira.
2010 yılı bütçesi 11,414 milyar lira.
2011 yılı bütçesi 11,757 lira.
2009 yılından 2010 yılına
geçerken enflasyon kabaca %5 kabul edildiği zaman, gerçekte aynı satınalma
gücüne sahip olabilmek için bütçenin (11,260X1,05=) 11 milyar 820 milyon
olması gerekirken 400 milyon lira;
2010 yılından 2011 yılına geçerken ise, bu dönemdeki yüzde 7’lik
enflasyonla yeni bütçenin 12,213 milyar lira olması gerekirken 456 milyon
lira noksan olduğunu görüyoruz.
Buradan anlaşılıyor ki, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bütçeleri son
üç yıl için karşılaştırıldığında büyümeyi bir kenara bırakın, küçülmeye
başlamış.
Neden?
Nedeni üzerinde çok şey ileri sürülebilir ama, şöyle bir özet yapalım:
Belediyelerin bütçeleri, temel olarak o belediyenin hükümetten aldığı
vergi payları ile belediyenin kendi beldesindeki esnaftan, halktan çeşitli
adlar altında topladığı paralardan oluşur.
Bir de, bizim İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde olduğu gibi 25 tane falan
ticaret şirketi olduğunda bunlardan gelen karlardan.
İşte bu yapıdaki bir
belediyenin bütçesi , yani bu tertiplerden gelen parası azaldığı zaman,
bir önceki yıla göre ufalmaya başlar.
Acaba böyle bir durum mu var?
Acaba hükümetin topladığı para azaldı da bundan İstanbul Büyükşehir
Belediyesine her yıl giderek azalan paylar mı verilmeye başlandı?
Acaba İstanbul’un halkı, esnafı, tüccarı, sanayicisi artık kaldıramadığı
için belediyenin kendisi de bunlardan eskisi kadar para toplayamıyor mu?
Acaba İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin adeta dev bir ticaret holdingi
haline getirdiği şirketler giderek daha az kazanmaya ya da daha fazla
zarar etmeye başladı da Belediye şimdi bu azalan gelirlerinden dolayı mı
bütçesini yıldan yıla küçültüyor?
Bilemiyorum.
Herkesin şöyle etrafına bakıp bunu değerlendirmesi daha uygun.
Ama İBB’nin İSKİ’nin ve İETT’nin 2009, 2010 ve 2011 bütçeleri azalırken bu
kez “konsolide bütçe” diyerek, nereden geldiği belli olmayan bir formüle
sarılmak, bunu desteksiz tahmin rakamlarıyla isteğe göre “esnetmek”
herhalde birilerinin bayağı işine geliyor olmalı.
Olabilir de…
Nasıl olsa, bu ara ne söylesen “eveeeeet!” diyenler çok.
|
|