Hayır denirse kimin ekonomisi zarar görür?



AKP, anayasa oylamasında “hayır” çıkmaması için işadamlarını devamlı korkutuyor:
“Hayır çıkarsa ekonomide istikrar bozulur, ekonomi zarar görür!”
Onların çeşitli örgütlerine baskı yapıyor:
“Evet” diyeceğinizi beyan edin!”
“Bitaraf kalan bertaraf olur!”

Gerçi üzerine maliyeci gönderirler falan da deniyor ama her halde hepsi bu değil.
Ekonomide görülecek zarar, acaba kimi işadamların hükümetten aldıkları desteklerini kaybetmeleriyle, “tatlı karlarını kaybederek” piyasadan silinebilecek olmasından mı kaynaklanacak?
Doğrusu tam anlayamadık.

Tutun ki referandum yapıldı ve “halkımız” bu anayasa değişikliklerine “hayır” dedi.
Böyle bir sonucu, ülkedeki üç beş işadamı örgütünün şöyle ya da böyle oy kullanacağız demesine bağlamak mümkün müdür?
Tüm örgütlerini saysanız, üyesiyle çalışanıyla birlikte haydi en fazla beş bin kişi, on bin kişi…
Eğer sadece onların ne dediğiyle olsaydı, herhalde anayasa oylamasında ne diyeceklerini kırk küsur milyon vatandaşımıza değil de doğrudan onlara sorar, kestirmeden sonuç alırdık.
Bu tavır acaba işlerin genelde belirli iş çevreleriyle iş birliği içinde olunmasından ya da aynı trende yol alınmasından mı kaynaklanmaktadır?

Eğer öyleyse;  bu güne kadar onlara sorularak, fikirleri alınarak birlikte hareket ediliyor iken onların dahi bu sefer “biz bir şey söylemesek daha iyi olacak” demesiyle, anlaşılıyor ki bu gidişattan şimdi işadamları bile endişe duymaya başlamışlardır.
Malum halk zaten endişeli.
**
Referandumda “ekonominin öyle mi yoksa böyle mi yönetilmesi gerektiği” gibi bir konu oylanmadığına göre “hayır” çıktığında işler neden bozulur?
Değiştirilmek istenen anayasa maddelerinde ekonomiyi doğrudan ilgilendiren bir hüküm var mıdır?

“Ekonomik ve Sosyal Konsey” belki.
Nedir bu Konsey?
Ekonomik işlerin sendikalar dahil geniş bir çevreye danışıldığı, orada alınan kararların hükümeti de disipline sokacak olduğu bir kurum değil mi?
İyi  ama, Sayın Başbakan 23 Nisan törenlerinde sandalyesini bir anlığına emanet ettiği çocuğa:
Yetki artık senin. İster asarsın ister kesersin. Her şey sende” dememiş miydi?
Acaba şimdi Başbakan kendi yetkilerini mi kısıtlamak istiyor?
Kısıtlamak istiyor da “Eğer Anayasa bana engel olmaz, işler Ekonomik ve Sosyal Konseyde görüşülmezse ekonomi benim kişisel kararlarımla idare edilmekten zarar görür mü demek istiyor?
Bunu anlamak gerçekten güç.
***
Belki şöyle bir maksatla söylüyordur ki, onun da bu kadar açıkça itirafına ihtimal vermek zor:
Diyebilir ki, bizim iktidarımız globalleşme, özelleştirme, yabancı sermaye, ithalat, duble yol diyerek ekonomiye farklı bir yapı getirmiştir. Getirilen yeni ekonomik yapı, bundan istifade edip büyüyen yeni bir sermayedar grubu ve durumdan memnuniyetleri dolayısıyla bize yakın bir kesim yaratmıştır.
Bu kesim, zenginliğini bize borçlu olduğu için gerektiğinde yardımımıza koşar, maddi manevi desteğini esirgemez.

Ama, şimdi yapılacak referandumda bizim istediğimiz gibi bir sonuç çıkmazsa, onlar elbette “devr-i saadetlerinin” sonuna geldiğini, işin yavaş yavaş tersine döndüğünü görecektir.
Bu durum, bizim çevremizdeki ekonominin bozulması demektir.
Dolayısıyla işaretim de aslında onlaradır.
***
Bakın bu olabilir.
Ama bu yakın çevrenin ekonomisinin bozulmasının, öteden beri ekonomisi bozuk olanları sıkıntıya sokacak bir yanı olabilir mi?
Diyelim ki referandumdan sonra ekonomide dengeler değişti.
Örneğin para politikasına müdahale edildi, kurlar yükseldi.
İthalatçıların karları düşerken ihracatçıların yüzleri gülmeyecek midir?
Yabancı mallar istilası son bulup yerli malların üretimi artmayacak mıdır?
Yerli üretim artınca işsiz gezenler bundan memnun olmayacaklar mıdır?

Diyelim ki bu yabancı banka furyasına son verildi.
Telekomdaki yabancı saltanatı sona erdirildi,
Tarım ve hayvancılık tekrar canlandırılıyor.
Diyelim ki medyadaki siyasi müdahale kalktı.
Şehrin orasına burasına devasa gökdelenler kurma fırsatı sona erdi.
Yani devri iktidarlarında kendi bildiğine göre değiştirilen ekonomik yapıdan çark edildi.
Yarattığınız malum ekonomi ve malum sermayedar kitlesi dışında bundan, sırtını siyasete dayamadan çalışan işadamları ile halk ve halkın ekonomisi neden zarar görecek ki?

Kimse üzülmesin, bu işte birileri zarar görürken diğerleri kazanmaya başlar;
Ekonomi boşluk kaldırmaz, durumu kötüleyecek olan sadece bir kısım taraftardır.