Paranın dini imanı yoksa
Yatırımcısının olabilir mi?


Bu doğru söz acaba kimi insanların zenginleyince başkalarını düşünmemesi, pek kimselere hayrı dokunmaması dolayısıyla karşılarındaki yoksullardan kaynaklanan bir tepki ya da sitem miydi yoksa böyle sitemlerde bulunanlara o para sahiplerinin “size ne benim paramdan, ben sizi kollamak zorunda mıyım” türü bir savunma mıydı tam bilemiyorum.

Öyle miydi böyle miydi derken geçenlerde Sayın Başbakan Türkiye’nin mayınlı arazilerinin temizlenmesi işine “Aman bu işe ve bölgeye Yahudi sermayesi girmesin” diyenlere dönüp “paranın dini mi olur” deyince olay kafamda daha da geniş boyutlara ulaştı. Üstelik iyi kötü bu sözü üstlenen bir muhatap da yakaladım. Dolayısıyla üzerinde tartışma imkânını da…
Anlaşıldığı kadarıyla, gazetecilere söylenen söz “Sanki bu işi Yahudiler değil de bizim sermayedarlar ya da başkaları yapsa ne değişecek ki ?, Onlar da patron öbürleri de” gibi bir şey!
Yani Sayın Başbakan kabul ediyor ve diyor ki para sahipleri, yani büyük yatırımcılar için önemli olan para kazanmaktır. Din, iman, tarikat, etnik aidiyet ve benzeri şeyler hikâyedir. Onun için siz onların bu gruplardan birine ait olmasından çekinmeyin Yatırımcı bu işlere değil, sadece ve sadece parayı kazanmaya bakar gerisi hikâyedir…
Ne güzel, aynen katılıyorum.
Ama keşke bu sözün arkasından bir gazeteci arkadaş da şu soruyu sorsaydı:
“Peki Sayın Başbakanımız, paranın dini imanı olmaz, yatırımcı sadece bir işten ne kazanacağına bakar diyorsanız acaba Türkiye’de şöyle en büyük 500 şirket, bunların işadamı dernekleri çıkıp da halkın refahı, insanların istihdamı, ülkenin geleceği gibi konularda bir şeyler söyler ve bu nedenle hükümete bazı tavsiyelerde bulunur ve politikalara yön vermek isterlerse, onların bunu halkın ve memleketin yararına mı yoksa kendi çıkarları için mi söylediğine inanalım?
Haydi bizler ve memleketin sıradan vatandaşları neyse de Siz, onlar böyle vatan millet kalkınma ve halkın mutluluğu için… dediklerinde buna inanıyor musunuz? Yoksa biraz önce söylediğiniz gibi yine de paranın dini falan olmaz deyip söylenenleri biraz ihtiyatla mı karşılıyorsunuz?”
***
İstihdam yani insanların iş bulup bulamamaları konusu, Türkiye’nin en önemli insanlarımızın ise en öncelikli konularındandır.
Böyle bir konuda yani ülkenin ve bu ülkenin insanlarının yararına düşünülmesi gereken böyle bir konuda tartışıp, analizler yapmak, yararlı politikalar üretmek, geleceğe ilişkin bir dizi kararlar vermek gerektiğinde acaba hükümet etrafına kimleri toplar da bir şeyler üretmeye çalışır?
Sayın Başbakanımızın da teslim ettiği gibi dini imanı olmayan paran temsilcilerini mi yoksa bu ülkenin irili ufaklı meslek odaları, üniversitelerindeki akademisyenleri, sendikacıları ve düşünen insanlarını mı?
Biliyor musunuz, bu ülkede bu işlerle ilgili her türlü vergi sigorta düzenlenmesinden istihdam teşviklerine, yabancı sermaye yatırımlarından, asgari ücrete kadar her şeyde yıllardır o dini imanı olmaz, onun derdi sadece daha fazlasını kazanmaktır denen para sahipleri yön vermişlerdir.
Bu para sahiplerinin dışarıdan yönlendiren büyük babası da, adı üzerinde "Uluslar arası" “Para Fonu” yani IMF’dir.
Onun içerideki izdüşümünü ise söylemeye gerek yok!
Haydi bu soruyu da size soralım: Acaba bu ülkenin ekonomik kararlarını, örneğin ithalatını, ihracatını, istihdamını, vergi düzenlemelerini dini imanı olmayan “para”nın istek ve tavsiyelerine göre yönlendirmenin - haydi iman işi bir tarafa da- vatan, millet, garip gurebanın refahı ve çıkar önceliği ile bir yakınlığı var mıdır?
Hür iradenizle bir düşünün bakalım. Siz ne düşünür, nasıl derseniz kabulümdür.