Emekliye saygı
emeğe saygıdır
Olay, bir
iktidarın emekli vatandaşına ve bize göre vatandaşının emeğine bakış açısını
göstermek açısından cidden düşündürücüdür.
Türkiye’de 8 milyon dolayında emekli bulunduğuna göre böyle bir zam elbette
ki onları gücendirecektir.
Bu durumu hükümet yetkilileri de en azından bizim kadar bildiğine göre çıkan
sonuç, ekonomik durumun ancak bu kadar artışa imkân verdiği yani bütçenin
bunun üzerinde bir zammı kaldıramadığıdır.
Hükümet, krizden çıkma arayışları sırasında piyasayı hareketlendirebilmek
için sokaktan pet şişe toplatma ve benzeri düşüncelere yakınlık göstermiş
ama buraya harcamayı düşündüğü paraları doğrudan emeklilere vererek
ekonomiyi bu yolla da canlandırabileceğini, böyle de aynı sonuca
ulaşabileceğini aklına getirmemiştir.
Demek ki pet şişe toplayacak olanlara verilmesi düşünülen paralar emeklilere
çok görülmüştür.
Çalışanların maaş hesapları yapılırken onlara şu ya da bu ölçüde de olsa
milli gelir artışından belirli bir pay verilmekte ama emekliler bunun
dışında tutulmaktadır.
Çalışırken ya da çalışma hayatını tamamladıktan sonra sadece maaşla geçinmek
zorunda kalanlar arasında yapılan bu ayrım, herhalde emeklilerin çalışanlar
kadar tepki göstermeyeceği, ne verilirse razı olacakları varsayımına
dayanıyor olmalıdır.
Emekliler, adından da anlaşılacağı üzere bu ekonomiye çalışma hayatları
boyunca “emek vermiş” kişilerdir. Onların hayatları boyunca vermiş olduğu
emeğin toplamı, her halde halen çalışanların vermekte olduğu emekten daha
fazladır. Eğer bu ülkede verilmiş emeklere saygı gösterilecekse, emeğe
saygının göstergesi, çalışanlardan önce emekliye saygıdan geçmelidir.
Kuşkusuz emekliye saygının ölçüsü sadece maaş artışı değil, onun sağlık
sorunlarıyla daha yakından ilgilenilmesi, hastane ve devlet kapılarında
süründürülmemesi ile gibi diğer uygulamalarla da ölçülebilecektir.
Bu gün hayat şartlarından şikâyet eden emekliler, eline devletin vereceği
maaştan başka geliri olmayanlardır.
Başka gelirleri ve destekleri olanların mağduriyeti daha az olacağına göre,
sadece emekli maaşına bakan ve bununla geçinemeyen emeklinin özellikle
yanında olunması sosyal devlet olmanın bir gereğidir.
Zaten duruma en fazla isyan edenler de bunlardır ve isyanın sebebi
“geçinememek”tir.
Türkiye’de erken emeklilik hep bir sorun olarak görülmüştür.
Ne yazık ki, insanlarımız ne çalışırken ve ne de emekli iken kendini
geçindirecek yeterli bir maaşa, ücrete kavuşamadıkları için emekliliği bir
an önce istemekte ve emekli olmasına rağmen yine de bir iş bularak iki
yetersiz ücreti üst üste koyup böylece hayata asılmaya çalışmaktadırlar.
Sosyal devlet, çalışanına da emeklisine de “kimseye muhtaç olmayacak kadar”
ücreti uygun gören ve sağlayan rejimdir. Kamunun imkânları her zaman
tartışılabilir, bütçe imkânları genelde sıkıntılı olabilir ama bu bütçe
imkânlarının dağıtımında sıkça görülen adaletsizlik ve sosyal devletçi
bakıştan ayrılmalar hiçbir zaman kabul edilebilir mazeret değildir, aksine
devletin asosyal bir bakış açısına sahip olduğu izlenimini yaratmaktadır.
Emeklilere verilen düşük ücretler ve yıldan yıla yapılan zamlarda milli
gelir artışının hesaba alınmaması gibi ayrımcılıklar, ne yazık ki emeklilere
pek de sosyal devlet anlayışıyla bakılmadığının işaretidir.
Kendi emeğine saygı gösterilmeyen emeklinin, kendisine bunu reva görenlere
saygı duymasını beklemek mümkün değildir. Aslında herkesin kendi hakkına
sahip çıkması gerektiğine inanıyorsak, emeklinin de örgütlenerek ya da var
olan örgütlere katılarak, kendisini savunan siyasi partilere destek vererek
haklarını arama ve alma gayretine girmeleri gerekir.
Bu gayretler sanıldığı kadar enerji gerektiren, sürekli takip isteyen işler
de değildir.
Emekliler çevresine gittiği kahvehanede, arkadaş toplantısında, parkta,
otobüste, dolmuşta mutlaka bu konuları açmalı ve onların da aynı gayreti
göstermelerini istemelidirler.
Emekli, bedenen çalışma hayatından emekli olmuştur ama onun bu memlekete ve
insanlara emek verme, kendi deneyiminden yararlandırma, yarına yön verme
görev ve sorumlulukları devam etmektedir.
Siz sevgili ve saygıdeğer emekliler!
Sekiz milyon emekli, eşi dostu ve yakın çevresiyle Türkiye’nin en büyük
partisidir.
Unutmayın ülkenin geleceğini deneyimleriniz ve bu deneyimle yapacağınız
siyasi tercihleriniz belirleyecektir.
Unutmayın, siz hiçbir zaman bu ülkenin yönetiminde söz sahibi olmaktan
emekli olmadınız,
Belki de sizin ülke yönetimi için sakınmadan söz söyleyebileceğiniz günler
asıl bu günlerdir. |